20 bin TL’lik tazminat davası
Uçsuz bucaksız bir Güney Afrika savanasının ortasında, güneş eşsiz kareler sunarak batarken telefonum çaldı…
Oğlumla yan yana bir safari aracının içinden dünyanın bize bahşettiği muhteşem güzellikleri izliyorduk.
Telefonumun ekranında Avukat Sözcü Gazetesi yazıyordu, açtım.
Eğer Sözcü’de yazıyorsanız ve gazetenizin avukatı sizi arıyorsa dünyanın hangi ucunda olursanız olun telefonu açmak gerekir!
Avukatımız İsmail Bey “Özlem Hanım, size tazminat davası açıldı. Bana vekalet göndermeniz gerekecek…” diyerek başladı anlatmaya.
Rıza Sarraf ve Ebru Gündeş haklarında yazdığım bir yazıdan dolayı bana dava açmış. Bahtiyarım. 20 yıllık gazetecilik hayatımın ilk davası bu; bence geç bile kalmıştım!
Dava gerekçesi inanılır gibi değil; “Yayımlandığı haliyle bu köşe yazısı toplumumuzun örf, adetlerine ve ahlak kurallarına tamamen aykırı”ymış!
Yine gerekçeye göre, ‘davalı’ ( yani ben ) ‘bu çirkin itham, hakaret ve iftiraları’mı kaleme alırken müvekkillere ( yani Rıza Sarraf ve Ebru Gündeş ) zarar verme kastıyla hareket etmekteymişim.
Vesaire, vesaire, vesaire…
20 bin TL’lik tazminat davam hayırlı olsun!
Bu vesileyle yazıyı bir kez daha yayınlıyorum.
Sizce neye ‘kırılmış’ olabilirler?
Gidiyor gönlümün efendisi…
Türkiye 17-25 Aralık yolsuzluk dosyasını kapattı ama İran ve ABD kapatmıyor.
Bizim buralarda ‘hayırsever işadamı’ olarak anılan Reza Zarrab Amerika’da tutuklandı biliyorsunuz. Şu anda hapiste ve pek yakında yargı karşısına çıkacak. İş ortağı İranlı Babek Zencani ise İran’da idamla yargılanıyor!
İşin hukuki, siyasi ve ekonomik boyutu bir tarafa benim ilgimi çeken ‘üzgün eş’ Ebru Gündeş’in durumu.
Geçmiş olsun diyelim kendisine, mutlaka zor bir durum; kızları etkilenmesin diye çaba içindeymiş Ebru Hanım.
Ama insan merak ediyor: Ebru Hanımcığım, 28 yaşında, kim olduğu pek de anlaşılamayan, ilişkileri çok karanlık ve karışık, üstelik son yıllarda yasadışı faaliyetleri belgelerle ortaya çıkmış bir adama hiç mi sormadınız “Hayatım, sen ne iş yapıyorsun?” diye?
Sınırsızca gelen parayı gönlünüzce harcarken hiç mi merak etmediniz “Ya ülkede onca yetişmiş insan var, doktorlar, mühendisler, avukatlar… Hiçbiri 20’li yaşlarında bu serveti yapamıyor. Reza nasıl yaptı acaba?” diye…
Evladınız için endişelenirken, “Bu güzelim çocuğun babası yasadışı faaliyetler içinde benim de vatandaşı olduğum ülkeyi dolandırmış olabilir mi?” diye hiç mi tedirgin olmadınız?
Bir kadın ne kadar severse sevsin, birinin aşkından ölse bile, bu durumda olan bir erkeği eve para girdiği sürece kayıtsız şartsız kabul eder mi, etmeli mi?
Ne diyeyim Ebru Hanım, hakkınızda hayırlısı olsun.
Hadi AYM, bitir bu rezaleti!
Biliyorsunuz, şu aralar Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) önünde biz kadınlar ve kız çocukları açısından çok önemli bir başvuru var.
Üç gün önce Ankara’daki bir aile mahkemesinin yaptığı bir başvuru bu.
Ankara 10. Aile Mahkemesi’nde, 13 yaşındaki bir kız çocuğunun istismarcısıyla evlenmesi yönünde açılan dava sürecinde yaşandı bu gelişme.
Ankara’daki davaya Gündem Çocuk Derneği de müdahil oldu ve dernek avukatları mahkemeye yaptıkları başvuruda çocuk evliliklerinin hak ihlali olduğunu belirtti.
Mahkeme, çocuk evliliklerinin iptali yönündeki isteği yerinde bularak Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. AYM’ye yapılan başvuruda, hem çocuk yaşta evliliklerin hak ihlali olduğunun tespiti, hem de medeni kanunun ilgili maddesinin iptali istendi.
Biliyorsunuz Medeni Kanun’a göre 16 yaşındaki çocukların aileleri kimi durumlarda başvuruda bulunarak kız çocuklarını evlendirmek için izin alabiliyor.
Artık hepimiz AYM’den gelecek kararı bekliyoruz. Eğer AYM hepimizin beklediği kararı açıklarsa bir ayıp sona erecek. Türkiye’de çocuk yaşta kızların evlendirilmesi son bulacak!
Hadi Anayasa Mahkemesi, bitir bu rezaleti.
Bekliyoruz!
Yorumlar