Bu gençler neden mutsuz?
Bu aralar o kadar çok duyuyorum ki ‘depresyon tedavisi gören gençler’i…
Dikkatimi çekti, küçük bir araştırma yaptım. Acaba antidepresan ilaç kullanımı gençler ve çocuklar arasında yaygın mı diye…
Sonuçlar korkunç!
Meğer Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de durumun farkındaymış.
Hazırladıkları son rapora göre, çocuklarda antidepresan kullanımını İngiltere’de yüzde 54, Danimarka’da yüzde 60, Almanya’da yüzde 49, ABD’de yüzde 26 ve Hollanda’da yüzde 17 oranında yükselmiş…
DSÖ’nün raporunda Türkiye’ye dair bir veri yok ama çok daha vahim bir rakam var: Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü verilerine göre geçen yıl çocuklara 600 bin kırmızı reçete yazılmış.
Kırmızı reçete biliyorsunuz duygusal bozukluklarda kullanılan antidepresan ve hormon düzenleyici ilaçları kapsıyor.
Konuyu incelerken bir de kampanyaya rastladım, Erzurum’dan adını vermeyen liseli bir genç change.org sitesinde bir imza kampanyası başlatmış.
‘Gençler gereksiz yere antidepresan kullanmasın’ başlıklı mektubunda bakın ne diyor:
“Son yıllarda gençler arasında antidepresan kullanımı aşırı derecede arttı. Bu duruma bir son verilmesi gerekir. Tabii ki gerekli durumlarda ilaçlardan faydalanılacak ama gençlere en ufak rahatsızlıkta antidepresan verilmemeli. Hele konunun uzmanı olmayan kişiler, Aile Hekimleri bu ilaçları hiç bir surette yazmamalı ve insanları işin uzmanlarına yöneltmeliler. Ayrıca reçetesiz ilaç satımına da bir son verilmeli.”
Ben bilmiyordum, konu Meclis gündemine bile gelmiş. Geçtiğimiz Temmuz ayında CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu bir soru önergesi vermiş, içindeki bilgiler çok vahim. Türkiye’de antidepresan kullanımını son 9 yılda yüzde 160 oranında artmış, bir yılda kullanılan ilaç 37 milyon kutuya yaklaşmış!
Yani memlekette her dört kişiden biri depresyonda!
En çok da gençler…
Çok üzücü. Çok da düşündürücü.
Biz büyürken de hayat kolay değildi, ergenliği çok mutsuz geçirdiğimi hatırlıyorum ama en azından ilaca koşan bir nesil değildik. Sıkıntılarımızı birbirimizle paylaşıp, her şeye rağmen ailemizle konuşurduk.
Bugün ise gençler yalnız. Teknoloji ile sürekli ‘iletişimde’ gözükseler de evlerinde çok yalnızlar.
Geleceğe dair umutları yok, hiçbir arzuları, heyecanları, hayalleri kalmamış…
Bu memleket ne yazık ki pek çok sorunlu konuda olduğu gibi bu gençleri de görmezden geliyor.
Geçen hafta bir üniversite öğrencisi kampüste intihar etti; her gün yeni bir uyuşturucu vakası duyuyoruz, hekimler madde kullanımının 11 yaşa düştüğünü anlatıyor.
Kimse bütün bu olup bitenden kendini sorumlu hissetmiyor. Türkiye’nin ‘Gençlik’ Bakanlığı var ama ne iş yapar bilmiyorum.
Eğer ‘Aile ve Kadın Bakanlığı’ gibiyse, vay halimize!
Hayvana tecavüz edene bir şans daha!
Ben demiyorum, AKP Milletvekili Selçuk Özdağ demiş.
Hayvanlara yapılan işkencenin Kabahatlar Kanunu’ndan çıkarılıp, Ceza Yasaları’na girmesi sırasında Meclis Komisyonu’nda söylemiş.
Biliyorsunuz, yakın tarihe kadar hayvanlara işkence etmek sadece bir ‘kabahat’ olarak değerlendiriliyordu. Hayvanseverlerin baskısıyla bu durum Ceza Yasası’na girdi, artık hapis cezası var.
İşte bu yasa değişikliği sırasında AKP’li vekil “Bu kişilere bir şans daha verilmeli, tekrar hayvan sahibi olabilmeliler” demiş.
Hayır kardeşim, verilemez!
Verilmemeli. Çünkü hayvana, çocuğa, kadına şiddet aslında aynı vahşetin farklı yüzleri.
Tüm araştırmalar ve psikoloji bilimi gösteriyor ki; büyürken hayvana işkence edenlerin yüzde 65’i yetişkin olduklarında ya çocuklara ya da kadınlara şiddet uyguluyor.
Hüküm giymiş 36 seri katille yapılan bir araştırmaysa bu kişilerin yüzde 46’sının ergenlik çağında bir hayvana işkence ettiğini ortaya koyuyor.
Amerika’da erkek şiddeti mağduru kadınların yüzde 83’ü, eşlerinin evdeki hayvana işkence ettiğini hatta öldürdüğünü anlatmış.
FBI bu yıldan itibaren hayvanlara zulmü, cinayet, esir alma gibi ‘A grubu’ suç kategorisine aldı.
Bizim aklı evvel vekil ‘bir şans daha’ istiyor.
Yok daha neler!
Sayın Vekil, artık midemizi kaldıran dünya görüşünüze rağmen hâlâ size ‘bir şans daha’ verenler var.
Ama sizin ‘tecavüzcülere, katillere, sapıklara’ bir şans daha vermenize izin vermeyeceğiz!
Bir iyi haber
Esma Aydemir.
Avrupa Gençler Atletizm Şampiyonumuz.
Erzurumlu gencecik bir kadın.
Yokluklar içinde sporunu yapıyor, olimpiyatlara hazırlanıyor.
Esma son olarak Uluslararası Rotterdam Maratonu’nda Türkiye rekorunu yeniledi ve olimpiyat vizesini aldı!
Artık Rio için çalışacak.
Yaşa Esma! Seni gururla ve heyecanla izliyoruz.
Yorumlar