Bu Külliye de nereden çıktı?

Bir külliye merakıdır gidiyor.
Önce, Cumhuriyet’in sembolü Çankaya Köşkü boşaltılıp hepimiz bu gelişmeye bakakalırken ruhsatsız bir külliye dikildi.
Sonra, egemenliğin iradesi TBMM ‘Meclis Külliyesi’ oldu. Biliyorsunuz ki bütün resmi yazışmalar bu isim kullanılarak yapılıyor artık.
Şimdi de kafayı Bodrum’la bozdular.
Yıllardır sandıktan çıkamadıkları Bodrum’a, hem de dünyaca ünlü plajı Yahşi’ye bir külliye dikmek için uğraşıyorlar.
Projenin adı ‘İslam Tanıtım Merkezi’.
Deniz kenarında yer alan hazine arazisinin beş dönümlük bölümüne sekiz kat olarak tasarlanmış. Yani öyle ufak tefek bir danışma merkezi filan değil.
Zaten bu arkadaşlar ‘büyük’ seviyor biliyorsunuz.
Bodrum Kent Konseyi bir hafta önce bu projeyi görüşmek için toplandı. 500 kişinin katıldığı toplantıya tüm Bodrum tutkunları ve sivil toplum örgütleri katıldı.
Katılımcılardan biri de, ODTÜ’de mimarlık eğitimi aldığım yıllarımdan çok değerli ağabeyimiz Mimar Murat Artu idi. Uzunca bir zamandır Bodrum’da yaşıyor.
Çıktı, projeyi ayrıntı bir şekilde anlattı. Proje vahim. Yapının içinde 11 dükkan, 11 derslik, iki toplantı salonu, iki kafeterya, iki ofis, mutfak ve idare olmak üzere toplam 3 bin 84 metrekare kullanım alanı var. Eğitim verecek hocalar için bir yer yok. Buna karşılık, 9 bin 8 metrekarelik bir inşaat alanı var. Denizden bakıldığında oluşacak görüntüyü varın siz hayal edin!

Bu bütçe daha akıllıca kullanılabilirdi…

Mimar Murat Artu “Proje bu haliyle uygulanırsa bütçesi 90 milyon TL’yi bulur” diyor. İyi de, bu bütçe Bodrum gibi gözbebeğimiz olan bir bölge için daha akıllıca kullanılamaz mı?
Elbette kullanılabilirdi ama proje ‘siyasi’.
Bu külliye, Bodrum’u ele geçirme planının vahşi bir halkası.
Sadece bununla kalınmayacağı, Bodrum Ortakent’te 20 dönüm arazi üzerine bir toplu konut projesi yapılacağı yıllardır konuşuluyor. Bu proje aynı zamanda 50 bin yeni nüfus demek…
Peki terör nedeniyle turizmin dibe vurduğu şu günlerde Bodrum’daki plajlara dini bir tesis inşa etmek fikri de nereden çıktı?
Bu sorunun cevabını da Ortakent Güzelleştirme Derneği Başkanı Ahmet Aras veriyor: “Bu işin fikir babası Mehmet Çiçek’tir. Yani eski AKP vekili Cemil Çiçek’in akrabası. Bu şahsın orada bir evi var. Oradaki insanlara bunu dayatmaya çalıştığı için projeyi de zorla onaylatmış. Yerel belediyeden geçemeyen projeyi Mehmet Çiçek’in baskısıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onayladı. Oysa belediye dört hatalı nokta bulduğu projeyi reddediyor. Müftülük tarafından Bakanlığa götürülen projeye ise inşaat ruhsatı veriliyor.”
Tanıdık bir hikaye
Geçtiğimiz yıllarda, hakkında büyük turizm rantı hayali kurdukları Muğla ve bu şehre bağlı belediyeleri alabilmek için Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’u hapse bile göndermişti bu arkadaşlar…
İyi de Mehmet Kocadon’un niye hiç sesi çıkmıyor?
Doğrusu ben Başkan’ın Bodrum’da olup bitenden hiç de mutlu olmadığını umuyorum, özellikle bir Ortakentli olarak.
Geçen yaz gittiğimde artan inşaatlar, dev oteller, Bodrum’un merkezindeki ruhsat karmaşası içimi acıtmıştı.
Şimdi bir de bu külliye projesi çıktı!
Bodrum’u da İstanbul gibi yok edene kadar uğraşacaklar anlaşılan.
Ve biz sessizce izliyoruz.
Son 13 yıldır yaptığımız gibi…