İyiliksever milyarder
Sipahiler Events ve Girişimcilik Vakfı’nın başlattığı İstanbul Talks’ta geçen çarşamba günü Virgin Grup Başkanı efsane
milyarder Richard Branson’u dinledik. Kendisiyle yaptığım sohbeti dün Sözcü Cumartesi’de okudunuz.
O sohbete sığmayan ama beni çok etkileyen bir bölümü de buraya almak istedim.
Herkes Branson’u çılgın ve sabahtan geceye eğlenen bir zengin işadamı sanıyor.
Hiç öyle değil !
Richard Branson uzunca bir süredir sadece dünya meseleleri için çalışan bir filantropist, gerçek bir iyiliksever.
Zamanını, enerjisini ve inancını artık çoğunlukla bu alana vakfediyor.
Virgin Unite sadece bu işler için kurulmuş bir organizasyon.
Unite’ın içinde 4 ana amaç var, dünyanın iyiliği için iş fikirleri üretmek, doğal kaynakları koruyan ve iklim değişikliğine duyarlı bir iş dünyası yaratmak, dünyanın her köşesinden girişimcileri buluşturmak ve insan onuru için çalışmak…
Bir de mottoları var: “kabul edilemez olanı asla kabul etme !”
Unite’ın en ilginç girişimlerinden biri “olgun yaştaki dünya liderlerinin bir araya geldiği” The Elders, yani “Akiller ya da Bilgeler” projesi.
Aralarında BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan, Cape Town Dini Lideri Desmond Tutu, Brezilya ve Amerika’nın eski başkanları Fernando Cardoso ve Jimmy Carter, Norveç’in ve İrlanda’nın ilk kadın liderlerinin de bulunduğu bu grup dünya kriz merkezlerini ziyaret ediyor.
Unite Elders, kriz ya da çatışma bölgelerindeki liderler ve yöneticilerle konuşup “dialog ve deneyimlerini” paylaşıyor.
İyi de neden ?
Neden Richard Branson milyarlarca doların üzerinde oturan dünyanın sayılı servet sahiplerinden biri olarak kafayı dünya barışına ya da çevre sorunlarına takmış durumda ?
Bakın Branson ne diyor : “İş, başka insanların yaşamlarını iyileştirmek için herhangi birinin aklına gelen bir fikirdir. Çünkü başka insanların yaşamlarını iyileştirmeyecek olan hiçbir fikir bir iş modeli olarak da tutunamaz, başarılı olamaz.”
Branson sohbet sırasında sağlık dışında hiçbir şeyden korkmadığını da söyledi “Virgin Grup bugün yok olsa, her şeye yeniden başlarım…”
Sohbetin sonunda bana çok iyi gelen harika bir de öneride bulundu Richard Branson : “Bu salondan çıkınca uzun zamandır aramadığınız birini arayın, eski bir sevgili, bir arkadaş ya da bir akrabayı. Ona nasıl olduğunu sorun, göreceksiniz hem ona hem de size çok iyi gelecek.”
Bence bir pazar günü için de şahane bir fikir…
BM’de Türk kadınları
Türk kadınları yine harika işler yapıyor, hepimizi umutlandıran başarılara imza atıyor.
Birleşmiş Milletler’in New York’ta gerçekleşen “Kadınların Güçlenmesi Prensipleri Toplantısı”nda iki Türk kadını vardı.
Suteks Tekstil Kurucu Başkanı Nur Ger bu toplatının 2016-2018 yılları için İş Dünyası Sözcüsü olarak seçilmişti. Bu şu demek, BM’nin bu alandaki her çalışmasını İş Dünyasına Nur Ger anlatacak,daha fazla kadının daha kritik görevlerde yer almasını sağlamak için çalışacak.
Nur Ger bu kapsamda 15 Mart akşamı etkileyici bir de konuşma yaptı uluslararası topluma, herkesi cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmaya davet etti.
Aynı toplantıdaki diğer Türk kadını ise Boyner Holding İK ve Sosyal Sorumluluk Başkan Yardımcısı İdil Türkmenoğlu idi.
Türkmenoğlu, Boyner Grup’un tedarik zincirinde yer alan kadın girişimcileri güçlendirerek kapasitelerini geliştirmeyi amaçlayan “İyi İşler” programını örnek başarı hikayesi olarak tüm dünyaya anlattı.
Kadınların taleplerine uygun olarak geliştirilen programda kadın girişimcilerin sosyal becerileri, iş ve finansal becerilerini geliştirmek için eğitimler veriliyor, böylece kadınların ekonomik güçlenmesi destekleniyor.
Hep yazıyorum, yine yazayım, kadınların cesareti ve inancı bizi aydınlık sabahlara çıkaracak.
Halk TV’de ne oluyor ?
Ece Zereycan, Ensar Vakfı’ndaki rezil tecavüzler konusunda ekranda haber ve yorum
yapmakta ısrarlı olunca kanalın Genel Müdürü kendisini kovmuş.
Haber bu.
Ece, Twitter hesabında yazdı yaşananları, hepimiz de oradan öğrendik.
Anladık yayın yasağı var, ama Halk TV nasıl bu kadar kötü yönetiliyor
acaba ? Bu nasıl bir kovulma böyle ?
Stüdyolar feci, ekipler tamamen kişisel gayretle bir şeyler yapmaya uğraşıyor, ekrandaki ışık, kullanılan teknoloji 1970’li yıllarından kalma bir görüntüde…
Yetmedi bir de “Çocuklara tecavüz etmeyin” diyen habercileri kovuyorsunuz.
Benim için büyük bir hayal kırıklığıdır Halk TV.
Bunca kanal yokluğunda, kimse ekranda doğru düzgün gazetecilik yapamazken Halk TV’nin bir başarı hikayesi yazamaması anlaşılır gibi değil.
Ve bence bu haliyle kimseye bir faydası yok, hatta sahiplerine zarar veriyor.
Tarkan’dan Ahde Vefa
Sessiz sakin çıktı albüm. Önce iTunes’ta liste rekoru kırdı, yine sessiz sedasız.
Ne bir reklam gördüm ben ne bir duyuru.
Zaten hiç müzik, eğlence konuşulacak günler de değildi.
Bombaların patladığı hafta raflarda yerini aldı Ahde Vefa.
Ben yeni dinledim, çok da beğendim.
Tarkan çok sade ama temiz söylemiş, seçtiği repertuvar da çok hoş.
Annemle ben çocukken mutfakta beraber söylediğimiz “Kadehinde Zehir Olsa”, “Enginde Yavaş Yavaş” ve “Zeytin Gözlüm” de var.
Albümü arabada dinlerken “Nasıl Geçti Habersiz” başlayınca 13 yaşındaki oğlum Uzay “Aa, ben ezbere biliyorum bu şarkıyı” demez mi ! Doğru, ezbere biliyor.
Çünkü ben onu yıllarca bu şarkıyı söyleyerek uyuttum.
İyi geldi bana Ahde Vefa.
Kimbilir belki Ahde Vefa’ya çok hasret olduğumuzdan…
BAK KIZIM
Hayır demeyi öğrenmeden korkularından arınamazsın. Çünkü ancak “hayır” diyebildiğin gün kendini koruyabilirsin. Ve ancak o zaman korkacak bir şey kalmaz…
Yorumlar