Kendine Müslüman
Dünyanın başka bir ülkesinde, bir inanç sistemine ilişkin buna benzer bir deyim var mıdır, bilmiyorum…
“Kendine Müslüman” hepinizin bildiği gibi “sadece kendi yararı için kuralları, yasayı, ahlakı uygulayan” anlamına geliyor.
Zaten başımıza ne geldiyse bundan gelmedi mi !
Cemaatlerin, siyasetçilerin, Diyanet’in ve nihayetinde en yetkili, en kritik kurumların hep “kendine Müslüman” olmasından.
Devletin aklınıza gelen her kurumuna sadece “bizden mi değil mi?” anlayışıyla o görevlere uygun olmayan adamları doldurdunuz.
Yapılan hataları, yolsuzlukları, hatta ahlaksızlıkları “bizdendir” diyerek halının altına süpürdünüz.
Hrant Dink Cinayeti, Uludere Katliamı, Suruç Saldırısı gibi soruşturmaları karartıp, gerçeğin şeffat biçimde ortaya çıkmasını, adaletin ve hukukun hayata geçmesini ya engellediniz, ya geciktirdiniz.
Yıllardır, her vesileyle, her biçimde, devletin her köşesinde Atatürk ve laiklik düşmanlığı yaptınız, bu ülkenin kurucu iradesine açıkça hakaret ettiniz.
Şimdi çıkmış Meclis Başkanı İsmail Kahraman “Esasında laiklik, her türlü din ve inanç mensuplarının ibadetlerini özgürce icra etmelerini, dini kanaatlerini açıklayıp bu doğrultuda hayatlarını tanzim etmelerini güvence altına alır” diyor…
AKP binalarına Atatürk posterleri asılıyor.
Ergenekon, Balyoz kumpaslarıyla ordudan atılan subaylar göreve geri çağırılıyor.
İnsan düşünmeden edemiyor; hangisi sizsiniz ?
Dün, T.C.’leri kaldırıp, Milli Bayramları yasaklayıp, 10 Kasım’larda Mustafa Kemal’e hakaret eden mi, yoksa bugün posterler asıp, laiklik açıklamaları yapıp, tam bağımsızlık nutukları atanlar mı?
Bazı liderler, uçurumun eşiğine gelmiş bir halkı oradan çekip alır, bir ülkeyi kurtarır… Bazı yöneticiler ise bir ülkeyi uçurumun eşiğine getirir, onları da halk kurtarır!
“Harp okullarının kapıları imam hatiplilere açılamaz mı ?”
Ben değil, Türkiye’nin “en ünlü” hocası Nihat Hatipoğlu soruyor. Sabah’taki yazısında diyor ki:
“En sağlıklı din eğitimi bütün eksikliğine rağmen imam hatip okullarında veriliyor. Yanlış ve yoldan çıkmış bütün dini oluşumlara karşı İmam-Hatip okulları bu coğrafyada dini bir sigortadır. İmam hatipli Hz.Peygamber’e biat eder. Bir emir aldığında bunu Kuran’a ve Hz.Peygamber’in hayatına sorar. Ona göre emri alır veya iade eder.
Nerede nasıl bir duruş sergileyeceğini bilir. İnceleyiniz! İmam hatiplerin yüzde 90’ı bu nitelikteki pırıl pırıl gençlerle doludur. Bu nedenle de soruyorum. Harp okullarının kapıları imam hatip mezunlarına açılamaz mı? Onlara da diğer liseliler gibi imkân tanınamaz mı?”
Ben de diyorum ki; yetmedi mi? Dini dünyayla devletin işlerini karıştırmaktan yeterince zarar görmedik mi ? Hatta, en büyük zararı da en samimi Müslümanlar ve İslamiyet görmedi mi?
O pırıl pırıl gençleri 21. yüzyılda dünya ile rekabet edecek niteliklerle yetiştirsek hem o gençler, hem de bu ülke için daha iyi değil mi?
Emniyet’teki cemaatler
Darbenin ardından OHAL’in de yardımıyla TSK, Emniyet, akademi ve kamuda hacimli bir “temizlik operasyonuna” girişildi.
Bunca toz duman arasında “kim gerçekten vatan hainiydi, kim arada aynı sepete atıldı?” anlamak zor. Tıpkı Ergenekon, Kumpas dönemini birilerinin şimdi anlaması gibi, bu günleri de 10 yıl sonra çözeceğiz belki…
Fakat benim asıl merakım Emniyet Teşkilatı’ndaki “diğer cemaatler”.
Milliyet Yazarı Tolga Şardan konunun uzmanı olarak yıllardır yazıyor; Emniyet’te en az 7 cemaat yapılanması var : Okuyucular, Yazıcılar, Közcüler, Süleymancılar, Menzilciler, İsmailağa Grubu ve Kırkıncı Hocacılar!
Acaba bu gruplarla da ilgili bir çalışma yapılıyor mu?
Farkındasınız değil mi?..
– Hem Cumhurbaşkanı, hem Kadir Topbaş ”Topçu Kışlası’nı yapacağız” dedi…
– Bazı üniversitelerin rektör atamaları yapıldı, ODTÜ’de Rektör Ahmet Açar atanmadı…
İyi Şeyler de Oluyor…
– Hainler Mezarlığı korkunç bir uygulamaydı! Diyanet’in uyarısıyla Büyükşehir o tabelayı kaldırtmış !
– Cumhurbaşkanı muhalefet liderlerine karşı açtığı davaları geri çekiyormuş. Darısı basına ve halka açtığı davalara…
Ali Cihan’dan Derman
Yaz ortasında sonbaharı yaşıyoruz. Öyle kırık dökük ruhlarımız…
Her sabah yeni güne başlayacak dermanı zor buluyorum kendimde.
Müziğe sığınıyorum. Spotify olmasa ne yapardım bilmem.
Son keşfim, Ali Cihan’dan Derman. Sesi de açıp öyle dinlemek en güzeli. Bakın ne diyor :
Ne kalender ne kahraman
Ne klas ne de kocaman
Varla yokluk arası orada olmayan adam
Duyduklarına inan
Her yanlışta bir doğru
Kiminin doğrusu yalan
BAK KIZIM
Yürü. Gerekirse yavaş yürü ama asla geriye doğru değil…
Yorumlar