‘Kılıç’ın ucundaki türbanın hikâyesi
Bugün sizi Afro-Amerikan bir Müslüman kadınla, İbtihaj Muhammed’le tanıştırmak istiyorum.
New Jersey doğumlu İbtihaj, profesyonel bir eskrim sporcusu.
Bu yaz Amerika’yı olimpiyatlarda temsil edecek ilk türbanlı kadın olacak.
Tahmin edeceğiniz üzere bu habere çok sevinenler olduğu kadar, ‘bu kadının ülkelerini temsil etmesinden’ büyük rahatsızlık duyanlar da var Amerika’da.
İbtihaj’ın başarılarıyla ilgili haberlerin altına “Tek kelimeyle iğrenç, büyük utanç! Ne yani Amerika’yı bu kadın mı temsil edecek? Peki tüm dünyanın Müslümanlar tarafından katledilmesini de alkışlıyor musunuz?” gibi yorumlar yazılmış.
İbtihaj sadece sporcu değil, Duke Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Afrika Araştırmaları bölümlerini aynı zamanda bitirmiş başarılı bir kadın.
Babası narkotik şubede dedektif, annesi öğretmen. Çocukluğundan beri dört kardeşiyle hep sporun içinde olmuş, eskrime ise annesi yönlendirmiş.
“Ben hep hedef odaklıydım” diye anlatıyor bir röportajında ve ekliyor: “Kalabalık bir aileden geliyorsanız üniversite için burs bulmalısınız.” Öyle de yapmış; 16 yaşındayken lisesine iki eyalet şampiyonluğu kazandırmış, üniversiteye de böylece girmiş.
Üniversitede hem spora devam etmiş, hem de kız kardeşiyle bir moda markası kurmuş: Louella. Los Angeles’ta Müslüman kadınlar için tunik ve bluz üretiyor.
Kazandığı altın madalyalar ve son olarak Dünya Şampiyonluğu’ndan sonra bu yaz olimpiyatlara hazırlanıyor İbtihaj. “Bunca başarıdan sonra bile insanlar sokakta benimle göz teması kurmak dahi istemiyor, hâlâ Amerika’yı temsil edemeyeceğimi düşünenler var” diyor.
Yapılan son araştırmaya göre Amerika’da üç buçuk milyon Müslüman yaşıyor. Ancak her 10 Amerikalıdan biri Müslümanların Amerikan düşmanı olduğuna inanıyor; Amerikan vatandaşı bile olsa aynı fikirdeler!
İbtihaj Amerika’daki ‘Müslüman’ algısını ne kadar değiştirebilir bilmiyorum.
Ama hikâyesi pek çok kadın için ilham verici.
Özellikle de hayat tarzı ya da inanç tercihlerinin kendilerini gerçekleştirmesine engel olduğunu düşünen kadınlar için…
işte içimi açan, “Oh be!” dedirten 3 güzel haber…
– İlki bizden, otizmli ressam Remzi’nin başarısı: Otizmli sanatçı Remzi hiç elini kaldırmadan ve renk kullanmadan çizimler yapıyor. Bu çizimler Remo Design markası aracılığıyla minimalist objelere dönüşüyor. O kadar güzeller ki! Remzi’yi Instagram’daki RemoDesign adresinden takip edebilirsiniz, Facebook sayfaları da var.
– İkinci haberi çok severek takip ettiğim, yeryüzü ve kadın hakları dergisi gaia.com’da gördüm. Birinci Dünya Savaşı’nın en acılı coğrafyalarından biri olan Monte Piana’da bir Barış Buluşması yapılmış. Buluşmada dağın iki tepesi arasında gökyüzü hamakları kurulmuş, baksanıza ne kadar şahane! İnsan nasıl da orada olmak istiyor.
– Ve sonuncu haber yine bizden. İstiklal Caddesi’ndeki 8 Mart Kadın Yürüyüşü mükemmeldi. Bu organizasyonda gördüm ki kadınlar olarak da en güçlü yanımız kahkahalarımız! Kadınlar kahkahalarından vazgeçmeyecek. Yürüyüşün en sevdiğim fotoğrafı bu oldu…
Gülün! Çünkü biz güldükçe dünya değişecek.
Yorumlar