Kim kimin önüne yatıyor ?
Ensar Vakfı meselesi Türkiye’de yıllardır yaşanan çocuk istismarı gerçeğinde derin bir kırılma noktası yarattı.
Bakmayın siz siyasi polemiklerin gündemi hafifletme, yönünü değiştirme çabalarına.
Durum vahim.
Ne kadar vahim olduğu da dünyada bu alanda çalışan en büyük örgüt olan ECPAT’ın araştırma raporunda mevcut.
ECPAT (Çocuk Seks İşçiliği, Çocuk Pornografisi ve Seks Amacıyla Çocuk Ticaretine Son Ağı ) geçen yıl yayımladığı raporda dünyaya servis edilen çocuk pornolarında en çok Türkiye’den çocukların yer aldığını ortaya çıkardı.
Korkunç değil mi ?
Durun bitmedi, dahası da var; sonuçlara bakılırsa Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işleniyor.
2013 verilerine göre Türkiye’deki resmi evliliklerin beşte biri 18 yaşın altındaki kızlarla yapılıyor. Avrupa’da çocuk evlilik oranının en yüksek olduğu ikinci ülke Türkiye.
Yoksulluk, çocukların şiddete maruz kalma ihtimalini artıran bir olgu ve ne hazin ki Türkiye’de her üç çocuktan ikisi ciddi maddi sıkıntılar içinde büyüyor.
ECPAT raporuna göre Türkiye’de çocuklar bizzat aileleri tarafından seks işçiliğine zorlanıyor hatta seks tüccarlarına satılıyor.
Türkiye’den çocukların satıldığı ülkelerin başında Almanya var. Almanya’da çocuk ticareti nedeniyle en fazla ceza alan dördüncü grup Türkler.
Evsiz çocukların çocuk pornosu için kullanıldığı ve çocuk pornolarının sokak aralarındaki CD satıcılarından kolaylıkla alındığı da raporda yer alıyor.
Rapordaki en vahim bilgilerden biri de şu : Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bugüne kadar çocuk pornolarında 36 binin üzerinde Türkiye’den çocuk tespit etmiş. 36 bin çocuk !!!
Kurum’un verilerine göre bu çocukların yüzde 42’si 7 yaşın, yüzde 77’si ise 9 yaşın altında çocuklar.
Bu utanç verici, insanlık dışı durum ortadayken “kim kimin önüne yatmış” tartışmaları ile uğraşıp duruyoruz.
Yazık bu ülkeye, yazık bu ülkenin çocuklarına !
Siz de bıkmadınız mı?
– Türkiye’nin en temel konuları hakkında bile anında ikiye bölünmekten. -l Çözüm üretmek üzere yan yana gelemeyip ha bire siyasi polemiklerde kaybolan siyasi
liderlerden.
– Gazetecilerin sırf bir mahalleyi savunmak adına bu kutuplaşmayı daha da derinleştirecek yazılar yazmasından.
– Hep ipe sapa gelmez gündemlerde kaybolup memleketi yeni yüzyıla taşıyacak hiç bir vizyona emek verilmemesinden.
Vallahi benim içime fenalık geldi !
Dünyanın Merkezi
Bir süredir İsrail’deyim. İzlenimlerimi yakında yazacağım. Şimdilik sadece dünyanın inanç merkezi Kudüs’ten selamlar…
Oyuncak Müzesi Mall of İstanbul’da
Bundan bir süre önce Torunlar Holding Başkan’ı Aziz Torun’la bir öğlen yemeğinde bir araya geldik.
Oldukça uzun süren sohbetimizde “memleket meselelerinde” Aziz Bey’in benimle çok benzer fikirleri olduğunu görerek biraz da şaşırdım.
Aziz Bey o gün bir grup gazeteciye Mall of İstanbul’da açılmış bir sergiyi gezdirdi.
Sunay Akın’ın “Oyuncak Müzesi” bugüne dek hiç ortaya çıkmamış çok özel parçalarla Mall of İstanbul içinde harika bir sergi hazırlamış.
Bizzat Sunay Akın tek tek anlattı parçaları, ilk boyama oyuncaktan, uzay oyuncaklarına kadar mutlaka görülmesi gereken bir koleksiyon.
Mayıs sonuna kadar gezilebilecek sergide çocuklar için özel oyun köşeleri de var.
Anlaşılan Torunlar Grubu ülkenin geldiği noktanın farkında, bir süredir uzak durdukları “laik mahalleye” bir el uzatmak istiyor.
Bence ikisi de iyi haber ! Hem Torunlar’ın “laik mahalleyle yeniden bir araya gelme” çabası. Hem de Sunay Akın’ın nefis oyuncakları…
BAK KIZIM
Annelik sadece besleyip, bakmak değil. Asıl başarı bir çocuğa “hayallerinin peşine düşecek cesareti göstermesi” için ilham vermek…
Yorumlar