Kırmızı halıda çıplak ayak
Dünyanın en büyük sinema olaylarından biri, en çok yıldızı aynı anda görebileceğiniz, endüstrinin en değerli ödüllerinden Altın Palmiye’lerin verildiği Cannes Film Festivali tüm hızıyla devam ediyor.
Sinemanın büyülü dünyası ve heyecan verici yeni filmler bir yana, ben asıl müthiş kadın yıldızları hayranlıkla izliyorum!
Bu nefis kadınlardan biri; Julia Roberts.
Hepimiz için ‘Özel Bir Kadın’.
Çok özel bir kadın olduğunu, Cannes Film Festivali yönetimine inat, kendi filminin galasında kırmızı halıda çıplak ayakla yürüyerek gösterdi.
Şimdi “Ne alaka” diyeceksiniz?
Hikaye şu: Geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali yönetimi, Todd Haynes’in yönettiği ‘Carol’ filminin gösterimine topuksuz ayakkabıyla giden kadın oyuncuları salona almamıştı!
50’li yaşlardaki kadın oyuncular 2015 yılında, üstelik de kendi filmlerinin galasına girememişlerdi.
Yönetim “Kırmızı halıda ancak topuklu ayakkabıyla yürünebilir” dediği için…
Yuh yani! Size mi kaldı kardeşim kadınların ayaklarına ne giyeceği?
İşte bu yıl Julia Roberts misler gibi çıplak ayakla yürüdü o kırmızı halıda. Kimse de sesini çıkaramadı.
Üstelik nasıl da güzeldi…
Cannes’da yüreğime dokunan ikinci kadın yıldız da Susan Sarandon.
Hepimizin kişisel tarihinde önemli yeri olan ‘Thelma ve Louis’in amazon kadın kahramanı Sarandon, festivalde hepimizin aklındaki bir şeyi pat diye söyleyivermiş!
Bu hikaye de şöyle: Tıpkı Oscar’da olduğu gibi Cannes’da da bu yıl ‘sinemada kadın’ meselesi en sıcak başlıklardan.
Bu konunun ele alındığı panelde Susan Sarandon’a Woody Allen’ın son filmi sorulmuş. 69 yaşındaki yıldız da, “Woody Allen hakkında iyi bir şey söyleyecek değilim; bana göre kendisi bir çocuğa sarkıntılık yapmış bir kişidir” demiş.
İşte budur!
Bilmeyenler için özetlemek gerekirse, Woody Allen evlatlık aldığı 19 yaşındaki kızıyla evlenmiş ve aynı tarihlerde öz kızı Dylan Farrow (annesi Mia Farrow’un soyadını kullanıyor) da 7 yaşındayken babasının tacizine uğradığını söylemişti.
Gördüğünüz gibi artık kadınlar her yerde.
Konuşuyor, tepki gösteriyor, gerçekleri haykırıyor ve gerekirse kırmızı halıda çıplak ayakla yürüyorlar!
Ve dünya artık bizi duymak zorunda kalıyor.
Çünkü konuşanlar ‘evlerdeki adamlara mahkum’ mağdurlar değil, seslerini herkese duyurma gücü olan yıldızlar!
Yüksek topuklar kaybetti!
Yüksek topuk saçmalığı meğer sadece eski kafalı Cannes Film Festivali yönetiminin zorlaması değilmiş.
Bu haberi araştırırken İngiltere’de benzer bir davaya rast geldim; geçtiğimiz ay Londra’daki bir finans şirketinin (PwC) resepsiyonunu işleten taşeron şirket Portico, 27 yaşındaki Nicola Thorp’a işe başladığı gün 5-10 cm yüksekliğinde topuklu ayakkabı giymesi gerektiğini söylemiş.
Thorp da bunu reddetmiş. Bunun üzerine işveren kadının ücretini ödemeden eve göndermiş.
Ama işte, dünya eskisi gibi değil beyler!
Resepsiyonist Thorp bu olay üzerine işyerinde kıyafet düzenleyen kuralların değiştirilmesi talebiyle bir imza kampanyası başlatmış ve binlerce kişinin imzasını toplamayı başarmış.
Sonuç: Şirket kıyafet yönetmeliğini değiştirmiş.
O halde hep beraber söylüyoruz; “Yaşasın kadınların düz ayakkabıları!”
Yorumlar