Modern kadın özgür erkek

  • 19 Nisan, 2016
  • Yorum yapılmamış
  • Yazar: Özlem Gürses

İşte formül…
Bundan başka yolu yok ‘normalleşmenin’.
Memlekette her şeyin ekseni kaydı.
En korkunç hale gelen konulardan biri de kadın-erkek meselesi.
Evet, eskiden de bu ülkede kadın konusu riya ve sahte bir ahlakçılık üzerine kuruluydu.
Ama şimdi dönüşü olmayan bir yoldayız…
Kız çocuklar ‘açık ortaokul-lise’ uygulamasıyla okuldan ve eğitimden uzaklaştırılıyor.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) açıkladığı son verilere göre ocak ayından itibaren 375 bin kişi işsiz kalmış, işten çıkartılanların önemli bir bölümü kadın.
Annelik teşvik ediliyor. Bu iyi bir şey gibi gözükse de, kadını eve kapatmanın bir diğer yolu aslında.
Muhafazakar kadın olgusu gittikçe derinleşiyor; fazla söze gerek yok, sokaklarda da görüyorsunuz zaten.
Kadın cinayetleri arttı, herkesin gözü önünde kadınları kesiyorlar artık!

* * *

Oysa kadının modernleşmesi asılında erkekler için iyi.
Eskiden beri sadece kadınların değil erkeklerin de kendi gerçeklerini yaşayamadıklarını düşünürüm bu ülkede.
Kadın, eve kapanıp, ‘ekonomik bağımsızlığı olmayan, sabahtan akşama evlilik programı seyreden bir varlığa’ dönüştükçe, erkek de neredeyse hadım edilmiş, ayağını altına almış, kendine çay getirilmesini bekleyen ‘yetersiz bir ergene’ evriliyor.
İkisi de fena!
Modernizm dediğimiz şey, elbette başını örtmeyen kadınların sabahtan işe gidip, akşam eve döndüğünde ütüyü ve bulaşığı halletmesi değil…
Modernizm her şeyden önce bir kadının ve bir erkeğin ‘bağımsız ve kendine yeten birer birey’ olması.
Örneğin bir kadın;
*Eğitimini tamamlasa, istediği ve merak ettiği her bilgiye kendi başına ulaşacak bir noktaya gelse,
*Bir yabancı dil öğrenebilse böylece dünyada olup bitenden haberdar olabilse,
*Teknolojiyi hiç değilse asgari düzeyde kullanabilse, sadece yemek ve diyet sitelerini değil, kendini geliştirecek başka alanlardan da haberdar olabilse,
*İş hayatının bir parçası olup, hem sosyal sigorta haklarını, hem de ekonomik bağımsızlığını eline alabilse,
*Ne giyeceğinden, nasıl yaşayacağından, kime “Evet”, neye “Hayır” diyeceğinden herkesten önce kendisi sorumlu olabilse…
Bu erkeklerin de özgürleşmesi anlamına gelmez mi?

* * *

Erkekler de ‘sürekli kendilerinden para beklenen, hem mutsuz annelerini hem de eleştiren eşlerini tatmin etmeye çalışan, yalnız ve hiçbir hobisi olmayan, tekdüze varlıklar’ olmaktan sıkılmıyor mu?
Sanki başka işleri yokmuş gibi sabahtan akşama, “Ne giydin?”, “Ne çıkardın?”, “Neredeydin?”, “Kiminleydin?” sorularını düşünmekten bıkıp usanmazlar mı?
Yetersiz birer varlık gibi önce anneleri, kız kardeşleri, sonra da eşleri tarafından sürekli hizmet bekleyen kişilere dönüşmek, koca bir adam bedeninde yıllar boyu umutsuz bir ergen gibi yaşamak onları da üzmüyor mu?
Hey, erkekler! Sözüm size…
Kendine yeten, ne istediğini bilen ve bunun için yollara düşen, hayalleri ve hobileri olan, özgür birer adam gibi yaşamanızın tek yolu kadınların modernleşmesi.
Bu olmadan, sabahları çay, akşamları rakı bekleyen birer ezik olmaktan kurtulamayacaksınız.
Benden söylemesi…

Kategoriler

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir