Türkiye, bir kez daha Siyasal İslam’ı dener mi ?
Yolun sonu burasıdır.
14 yıldır ülkede akademiden sivil topluma, medyadan bürokrasiye aklınıza hangi alan gelirse tüm kadroları ele geçiren AKP, artık bitiyor.
Dinin siyasete alet edilmesi, Allah ile aldatmak buraya kadarmış.
Bakın son haftalarda camiilerde İmamlar biraz siyasetten söz etmeye başlayınca ciddi tepki alıyorlar.
Önce Batman’da, son olarak Gaziantep’te bizzat camii cemaati belki bugüne kadar hep içinde tutttuğu sözleri artık yüksek sesle söylemeye başladı.
“Yapma hocam” diyenler, “burda siyaset olmaz” diye uyaranlar, yetmedi namazı terk edip gidenler…
Türkiye gibi “kutsalına” bu kadar düşkün, üstelik son 10 yıldır her geçen gün biraz daha muhafazakarlaşan bir toplumda, bu baskıyı aşıp camiiyi, namazı terk etmek büyük olay.
Toplum artık “yemiyor”.
Göklerden gelen karar da bir yere kadar…
İnsanlar yavaş yavaş “yeni bir dünya düzeninin” kurulduğunu ve ne yazık ki Türkiye’nin bu çağın gerisinde kaldığını farketmeye başladılar, uyandılar.
Bir iktidar ki işsizlik, ekonomi, eğitim, adalet, dış politika, hatta iç güvenlik alanlarında sorulan soruları ancak “eveleyip geveleyerek” geçiştiriyor.
14 yıldır bitip tükenmeyen hikaye hep aynı nakarat üzerine kurulu; “türbanlı bacılarımızı okula almadılar, İmam Hatipleri kapattılar…”
Eee, sonra ?
Sonrası umre fotoğrafları, Cuma hutbelerinde siyasi çağrılar, türbanlı kızlara saldırı senaryoları, yetmedi Taksim’e Camii.
Ama artık bu hamleler de oy getirmeyecek, göreceksiniz.
Herkesin canı burnunda. Mülteci krizi, güvenlik tehditi, toplumun sürekli gerilmesi, ayrışması, çocukların geleceğine dair umutsuzluk, artan işsizlik…
Referandum AKP ve Siyasal İslam için bir kırılma noktası olacak.
Ve hiç şüphem yok ki bu “parantez” ( reklam arası da denebilir ! ) kapandığında, Türkiye bir daha “Allah ile aldatılmayacak.”
Modern ailelerin “evde din dersi” talebi
Geçtiğimiz hafta beni çok etkileyen bir ana tanık oldum.
Türkiye’nin çok önemli holdinglerinden birinin sahiplerinin evinde çay davetindeydim.
Evden ayrılırken, türbanlı, aydınlık yüzlü bir genç kızla karşılaştık kapıda.
Davetin sahibi bizi tanıştırdı, “oğlumun Din ve Ahlak öğretmeni, çok geniş bir kapsamda din sohbetleri yapıyorlar.”
Şaşkınlıkla bakakaldım.
Holding sahibi arkadaşım anlatmaya devam etti “oğlumun dinler tarihini ve farklı yaklaşımları öğrenmesini istedim, 9 yaşında ama Elif ablasına her merak ettiğini soruyor, çok faydalanıyor.”
Elif, İstanbul İlahiyat mezunu bir genç kız, şimdi de “Muhafazakar Kesimin Tüketim Alışkanlıkları” üzerine tez yapıyormuş, din sosyolojisi alanında ilerlemek istiyor.
İşte bizi “camiide siyaset” tuzağından kurtaracak olan budur ! Bu gençler, bu ebeveynler.
Hiç aklıma bile gelmeyen bu uygulamayı doğrusu çok beğendim.
İlerde oğlum bu konuları merak ederse, ilk iş ben de Elif’i arayacağım !
Canım Kızım;
Ego, bir buzdağıdır. Onu sevgiyle erit. Böylece okyanusun bir parçası olabilirsin…
Yorumlar