Vazgeçişlerin yılı
Günlerdir kar yağıyor.
Fırtına var. Evden çıkmak imkansız. İstanbul hep böyle. Beklemediğin bir anda, hiç hazır olmadığın biçimde gösteriyor kendini.
Hayat gibi.
Biraz da ben böyleyim galiba. Hep her şeye hazırlıksız bir halde yaşıyorum.
Heyecanım da, tutkum da, şaşkınlığım ve üzüntüm de bu halden kaynaklanıyor.
Hayat hep büyük bir macera benim için. Hep başıma gelen bir şey.
* * *
2015 çok hatırlamak isteyeceğim bir yıl değildi.
Macerası bol, ama asıl vazgeçişleri çok olan bir yıl.
Ne çok şeyden vazgeçtik bu yıl hepimiz.
Kimimiz evlilikleri bitirdik, yılların tanıklarından vazgeçtik.
Kimimiz dostlara veda ettik, hatıraların yorgunluğu içinde… Kimimiz büyük aşklara hoşça kal dedik, unutmasak da vazgeçtik.
* * *
Kimimiz siyasete inancımızdan vazgeçtik, yeminler ettik “bir daha oy atarsam…” diye başlayan.
Bizim sektör mesela, haber yapmaktan vazgeçti neredeyse.
Bu nedenle kimimiz gazetelerden, televizyondan vazgeçtik. Çıkardık attık hayatımızdan!
Kimimiz hayallerimizden, hedeflerimizden, kimimiz yaşadığımız, yuva bildiğimiz evlerden.
Ve çoğumuz memlekete dair umudumuzdan vazgeçtik. Umut gidince, direnme gücü de eksiliyor.
Yurdun dört yanından gelen korkunç haberleri derin bir sessizlik ve tepkisizlikle karşılamamız bu yüzden…
Vazgeçtik çünkü.
Sadece bekliyoruz.
Belki bir mucize…
Belki bir kahraman kurtarıcı.
Belki de bir “son”.
* * *
2015 “vazgeçişlerin” yılı oldu benim için.
Hüzünlü bir yıl. 2016 uzun bir yolculukla başlıyor.
Yarın sabah New York’a gidiyorum, harika haberlerle geri dönmek için.
2016 yolculukların yılı olsun.
İçimizde çıkacağımız yolculukların. Keyifle ilerleyeceğimiz
yolların… Bizi mutlu edecek yol arkadaşlıklarının.
“Yeniden yapmak için iyimser olmak gerek”
İki gün önce Şık ekimizde tasarımcı Ayşe Birsel ile yaptığım röportaj vardı. Ayşe, ODTÜ mezunu New York’ta yaşayan, tasarım yöntemiyle iyi tanınan bir tasarımcı.
“İstediğin Hayatı Tasarla” kitabını yazdı, yakında Türkçe olarak da çıkacak.
Bakın Ayşe ne diyor :
“Tasarım bir şeyi daha iyiye götürmeye çalışır, temel amacı budur. “Ben bunu daha iyi nasıl yaparım?” Bu soru temeldir ve burada bir iyimserlik var. Bunu nasıl daha kötü yaparım değil, hep daha iyisi…
Bu iyimserliğe şartlanmak gerek. Tasarımcı gibi düşünmek bu; bütünsel ve iyimser düşünmek.
O iyimserlik olmasa insan hayatını tasarlayamaz.”
Benim 1 Ocak 2016 şarkım ne?
“Hey Jude”.
Evet, The Beatles’in şahane şarkısı. 1 Ocak sabahı kahvaltı sofrasında biri kendiliğinden söylemeye başladı bu şarkıyı.
Ne harika melodi, ne güzel sözler, nasıl iyi geldi :
“Hey Jude, daha kötü yapma
Mutsuz bir şarkıyı al,
Ve onu güzel bir şarkı yap !”
Siz de öyle yapın. En azından deneyin…
Mutsuz bir şarkı, mutlu bir şarkıya dönüşsün.
Formülü de şarkının içinde ! Dinleyin, bulacaksınız.
Putin’in Instagram hesabı var mı? Peki Esad’ın, Merkel’in, Rouhani’nin?
Ve altında en çok yorum yazılan hesap kiminki ?
Sosyal medyada hem bulunmaktan hem takip etmekten çok hoşlandığım iki yer Instagram ve Spotify. Birinde şahane fotoğraflar, diğerinde nefis şarkılar ruhuma iyi geliyor…
Instagram’da sadece sevdiklerimi ve merak ettiklerimi değil, politikacıları da takip ediyorum.
İnanın siyasetçilerin IG hesapları, koydukları fotoğraflar ve alttaki yorumlar ruhları ve yönettikleri ülkelerle ilgili o kadar çok ipucu veriyor ki! İşte Instagram’da Dünya Liderleri;
Vladimir Putin : Onun adına açılmış bazı hesaplar var, en resmi gibi görünen President-Vladimir-Putin. Hesap Rusça, 23 bin 600 takipçisi var. 584 gönderi içinde günlük yaşamdan tek kare yok ! İçinde kadın olan fotoğraf da 30’u geçmez.
Beğeni oranı 1000 civarı, yorum ise yok denecek kadar az !
Beşar Esad: 2013 yılında açılmış hesap; SyrianPresidency. 47 bin 800 takipçisi var, Putin’in iki katından fazla yani ! Gönderilerde sadece Esad yok Suriye’den kareler, kadınlar, gençler, haberler var… Suriye Güzellik Yarışması da orada, Esad’ın Noel Kutlaması da. İlginç yani.
Angela Merkel: Merkel’in kendisi gibi, çok güçlü bir hesap bu ! “Bundeskanzlerin” hesabın adı, mavi tıklı resmi bir hesap. 115 bin takipçisi var, sadece 254 fotoğraf paylaşılmasına rağmen. “Soğuk” bir havası var. Tıpkı Merkel ve Almanya gibi.
Hassan Rouhani : Merkel gibi mavi tıklı olmasa da 470 bin takipçisiyle İran Devlet Başkanı Rouhani’nin resmi hesabı. HRouhani olarak ararsanız bulabilirsiniz.
Kendisi de tek bir kişiyi takip ediyor, tahmin edeceğiniz üzere Ayatullah Seyid Ali Humeyni’yi.
Fotoğraflarda kadın neredeyse yok ! Ama Ruhani’nin el sallerken ve gülümserken sayısız fotoğrafı var. Onbinlerce beğeni alıyor her kare ve altlarında yüzlerce yorum. Hepsi de büyük sevgi ifade eden…
Recep Tayyip Erdoğan: Siz de merak ettiniz değil mi? Cumhurbaşkanı’nın hesabı RTERDOGAN. Mavi tıklı, Merkel’inki gibi.
583 bin takipçisi var, yani açık ara Dünya Lideri ! (Tabi yine de Obama’dan çok sonra, Obama’nın 5 buçuk milyon takipçisi var.) Fotoğrafları tahmin edebiliyorsunuz, zira her gün onlarcasını görüyoruz çarşaf çarşaf. Bu hesabın en ilginç tarafı şu : her karenin altında yüzlerce hatta bazen binlerce yorum var ve yorumların yarısı ağır hakaret diğer yarısı ise büyük övgü !
Dünyadaki başka hiçbir liderin hesabında böyle bir durum yok.
Ve Instagram’da benim en sevdiğim lider hesabı !
Tabi ki Kanada Başbakanı.
Justin Trudeau : Mavi tıklı resmi hesabın adı JustinPjTrudeau. Hesapta “Başbakan, Devlet Başkanı” filan yazmıyor. “Liberal Parti Genel Başkanı” yazıyor sadece. 245 bin takipçisi var, kendisi de 2 kişiyi takip ediyor, bilin bakalım biri kim ?! Annesi. Efsane kadın Margaret Trudeau ! Fotoğraflar da şahane ! Esprili, rengarenk, sıcak, doğal… Tüm bu hesaplara baktığınızda düşünmeden edemiyorsunuz : evladımı nasıl bir ülkede büyütmek isterdim ?
Yanıt çok hüzünlü ne yazık ki.
Harika bir yıl daha başladı. Yaşa onu ! Herkese ve her şeye rağmen…
Öpüyorum yanaklarından.
Yorumlar