Yaşa ve yaşat

  • 4 Haziran, 2016
  • Yorum yapılmamış
  • Yazar: Özlem Gürses

Karayipler’den merhaba!

Sizi bugün olağanüstü güzel denizi ve hiç bitmeyen güneşiyle hayatın çok yavaş aktığı bir coğrafyaya götürmek istiyorum. VIP Turizm’in Air France ile imzaladığı özel anlaşmayı dinlemek için dört günlüğüne St. Maarten Adası’ndaydım.

29

VIP Turizm’in sahipleri Ceylan ve Yasemin Pirinçcioğlu turizm sektöründe yaşanan büyük krizi aşmak için yurtdışında yeni rotalar geliştiriyor.
İşte bu anlaşma, Karayip Denizi’ndeki Saint Maarten Adası’nı Türk gezgin ve turistlere açmak için çok önemli bir adım.  İstanbul’dan uygun fiyatlarla Paris’e uçuyor ve oradan hızlı bir aktarmayla St. Maarten Adası’na iniyorsunuz. Burası Amerika’nın güneyi ve bizden yedi saat geride.
Önce saat farkı nedeniyle sonra da internet pek çalışmadığından gündemden kopuyorsunuz. Sonrası cennet…
Adanın sloganı her şeyi anlatıyor: ‘Yaşa ve yaşat!’

28

Saint Maarten

Kristof Kolomb tarafından keşfedildiğinde bu küçük adada sadece tuz ticaretiyle uğraşan Awarak yerlileri varmış.
Tuz o yüzyılda inanılmaz derecede değerliymiş; o kadar ki aynı anda hem Fransızlar hem de Hollandalılar adayı kolonize etmiş. Bu nedenle bugün bile adanın bir tarafı Fransa, diğer tarafı Hollanda!

31 32 33

Hollanda tarafı daha zengin, zaten havalimanı da orada. Maho Sahili’nde turistler sabahtan akşama jetlerin inişini seyrediyor, en büyük eğlencelerden biri bu.
Hollanda tarafı daha ‘marjinal’. Kumarhaneler de oda, yetişkin dans kulüpleri de… Dev turist gemileri Hollanda tarafının başkenti Philippburg’a yanaşıyor.
Uzun Liman Caddesi’nde yüksek sezonda yürümek mümkün değil; öyle bir kalabalık var.
Caddenin uğrak yerlerinden biri Dirty Sanchez barı. Küçücük bir tezgah ama herkes orada. Adanın yerel içkisi Rum’dan inanılmaz kokteyller yapıyor. Ananas suyu, mango, papaya burada ekmek gibi bir şey! Her öğünde ve tüm içkilerde var.

27

Adada 37 kumsal var, hepsi çok güzel ama en şıkları Orient Bay’de. Yan yana butik tesislerde hem yemek güzel hem de deniz.
Yılın üç ayını büyük fırtınalarla geçiren bu tropik ada dalışçılar için de ilginç bir bölge. Denizin altı fırtınalarda batmış teknelerle dolu!
Fransız tarafının başkenti Marigot. Daha fakir ama el ürünleri, mimarisi ve mutfağıyla daha estetik.
Marigot’ta bir de kelebek çiftliği var; ne kadar güzel anlatamam. Özellikle Brezilya’da büyüyen bu mavi tür kelebeğe aşık oldum!
Kelebek çiftliğinin tam arkasında, ağaçlar arasında saklı bir noktada ise adanın tek çıplaklar oteli! İçeri giriş ve denizden yaklaşım kesinlikle yasak. Sadece müşteriler kullanabilir. Sürekli doluymuş.

34

Fransız tarafından beş dakikalık bir motor seyahatiyle Pinel Adası’na geçiyorsunuz. Burada sizi uçsuz bucaksız bir mavilik ve bembeyaz bir kum karşılıyor. Bir de iguanalar!
Her yerdeler. İguanalar bu adalar için bizdeki sokak kedileri gibi. Odanızda, yolda, lokantada, havuz kenarında rastlayabilirsiniz. Küçük değiller! Bildiğiniz kedi kadarlar.
O yüzden adanın her yerinde el temizleme jelleri var; hijyen burada önemli.

38

Saint Barths

Dünya jet setinin ‘sayfiyesi’!
Nureyev’den Rihanna’ya dünyanın her alandaki en ünlü yıldızlarının evleri burada.
Ama en ünlü ev açık ara Abramovitz’inki. Rus milyarder burada bir değil iki ev sahibi. Biri misafirleri diğeri de kendi için. Büyük bir arazinin içine inşa edilmiş malikaneler bunlar. Üç tane de teknesi varmış arkadaşlarına tahsis ettiği.

35

Saint Barths Adası’nda yapılan en ünlü parti de onunki! Yılbaşında (adanın yaz mevsimine denk geliyor) iki evini ve üç teknesini bu görkemli parti için kullanıyormuş. Geçen sene Prince sahne almış; varın gerisini siz düşünün!

36

Adaya Saint Maarten’den 40 dakikalık bir feribot seferiyle geçebilirsiniz. Ama Şengen vizesi yetmiyor, özel izin almanız gerek. Çünkü bu ada çok iyi korunuyor.
Hatta adanın çevresinde paparaziler yaklaşmasın diye elektronik bir sistem varmış!
Adadaki küçük havalimanına sürekli ünlülerin uçakları iniyor. Fakat alan o kadar zor bir noktada ki, sadece özel uçuş sertifikası olan pilotlar iniş yapabiliyormuş.
Kumsallar harika, tesisler de öyle.

39

Adanın en ünlü otellerinden, Eden Rock’ın bir Türk ortağı var. Otelin yüzde 33’ü Ferit Şahenk’in.

40

Kategoriler

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir