Yaşamın en yüce amacı mutlu olmaktır

  • 23 Nisan, 2016
  • Yorum yapılmamış
  • Yazar: Özlem Gürses

Şahane bir nisan güneşi altında, Emirgan sahilinde buluştuk. Karşımda sürekli gülümseyen, ışıklı bir aile var. Herman Zapp, San Francisco’da doğmuş, Arjantin’de büyümüş. Çocukluk aşkı olan Candelaria Zapp’la evlenmiş ve en büyük hayalleri için birlikte yola çıkmışlar: “Dünyayı keşfetmek!”

16 yıldır 18 yaşında bir klasik arabayla 55 ülke gezmişler…Ve de binlerce arkadaş edinmişler. Yetmemiş, yollarda dört de çocuk yapmışlar! Pampa Amerika’da, Tehue Arjantin’de, Paloma Kanada’da ve Wallaby Avustralya’da doğmuş…
Tüm bu yıllar ve yollar boyunca insan korkmaz mı, yorulmaz mı, hiç bıkmaz mı, daha iyi koşullar, daha çok lüks aramaz mı? Hayır.

KALPTEN iSTiYORSANIZ SiZi KiM DURDURABiLiR?

– Yola çıkmak için yeterli paranız var mıydı?
HZ: Yola çıkmak için paraya ihtiyacınız yok ki! İstek ve cesarete ihtiyacınız var. Eğer kalpten istiyorsanız sizi kim durdurabilir? Hiç kimse. Eğer hayaliniz sadece para ile gerçekleşebilecek bir şeyse o ‘ucuz bir hayaldir!’ ama eğer kalpten büyük bir hayaliniz varsa tek yapmanız gereken başlamak.
– Hiç korkmadınız mı?
CZ: Hep korktuk, her zaman! Ama hep devam ettik. Hayat bir maceradır. Hayat korkunuzun içinden yürüyüp gitmektir. 16 yılımız geçti yolculuklarda… Evimizin taksitlerini ödemeye çalışmakla da geçebilirdi bu yıllar. 2 bin 119 farklı evde kaldık. Binlerce insanla tanıştık, binlerce tarihi eser gezdik. Ama en çok insanları ve size yaşattıkları duyguları hatırlıyorsunuz.
HZ: Farklı renkler, kültürler, aklınıza gelen her türlü inanç, her çeşit yemek…
– Ya biri sizi soymaya kalksaydı, yaralasalardı…
HZ: Soydular hayatım, yaraladılar… Her seferinde kalbimizi çaldılar, gözyaşlarımızı. Kaldığımız her evden, tanıştığımız her aileden kalbimizin bir parçasını bırakarak ayrıldık. Bu insanlar aklınıza gelen her şeyi paylaştılar bizimle, evlerini, ailelerini, sofralarını.

18 YAŞINDAKi BiR ARABAYLA YOLLARDA 16 YIL

– Merhaba… Bu İstanbul’a ilk gelişiniz mi?
HZ: İkinci. Daha önce İstanbul’a geldiğimizde uzunca bir Türkiye turu da yapmıştık. İstanbul bizim için Avrupa’ya geçiş noktası. Gezerek dördüncü kıtamızı bitiriyoruz, Avrupa’daki son durağımız Türkiye.
– Nasıl başladı bu macera?
HZ: Bir hayalle başladı. Eşimi tanıdığımda 8 yaşındaydı ve ben ona hemen aşık oldum. O kadar tatlı ve güzeldi ki!..
CZ: Ben 8, o 10 yaşındaydık!
HZ: 14 yaşında ona olan aşkımı itiraf ettim. Hep hayallerimizden söz ediyorduk ve ikimizin de en büyük hayali dünyayı gezmekti.
CZ: Ailem bile inanmadı buna. Onun çılgın hayaline kapıldığımı düşündüler. Ama ben de istiyordum gerçekten…
HZ: Sonra evlendik, bu harika arabayı bulduk ve ilk gün bizi görmeliydiniz! Elimizde bir dünya haritası bile yoktu.
– Kaç yaşındasınız o zaman?
CZ: Ben 29, o 31. Okullar bitmiş, evlenmişiz… Altı yıl sonra kendimizi hazır hissettik.
HZ: Attık kendimizi arabaya… Arkadaşlarımız “Deli misiniz siz?” dediler. Tam 55 kilometre gittik! Sonra araba bozuldu. Neyse, arabayı çalıştırdık ve 6 ay dönmedik. Arjantin’den Alaska’ya kadar gittik, Amazon’u geçtik, arabayla nehrin içinde saatte 8 kilometre hızla gidiyorduk. Adriyatik Okyanusu’na vardık, su buz gibiydi.

DÖRT ÇOCUKLA SEYAHAT DEVAM EDiYOR

– Bu inanılmaz bir öykü, baştan sona. Yetmezmiş gibi bir de anne oldunuz, dört çocuk doğurdunuz bu seyahatlerde.
CZ: Doğrusu bunu planlamamıştık. Ama yollardayken bizi mutlu eden hayatın bu olduğunu gördük. Artık çocuk yapmayı erteleyecek bir durum yoktu, hayatımız bu olmuştu.
HZ: Bir çocuk için yolda ve bir hayalin içine doğmaktan daha büyük bir mutluluk olabilir mi? Çocuklara “hayallerinin peşinden git” demek yerine onları bir hayalin içine almak daha güzel değil mi?
– Eğitimleri nasıl ilerliyor?
HZ: Eğitimi çok ciddiye alıyoruz, annemiz aynı zamanda öğretmenimiz. Arjantin’deki müfredatı aldık, aynen öğretiyoruz çocuklara. Üç yılda bir Arjantin’e gittiğimizde üç ay kalıyoruz. Orada okula gidiyorlar ve yaşıtlarından çok ilerideler.
Everest’e tırmandılar, Çin Seddi’ni gördüler, Mısır Piramitleri’ne girdiler. Bir okulda öğreneceklerinden çok daha fazla şey öğrendiler. Kimsenin onlara öğretemeyeceği bir şeyi biliyorlar: İnsanlar iyidir.
HZ: Kimse artık aşkın, hayallerin, mutluluğun, ailenin peşinden koşmuyor. İşte biz asıl bunu öğretiyoruz. Yaşamın en yüce amacı mutlu olmaktır. Mutluluk bizim zaten sahip olduğumuz bir şey, arayacağımız bir şey değil. Sadece bazen başka şeylerle o kadar ilgiliyiz ki, mutlu olduğumuzu görmüyoruz.

Kavga etsek ne olur?

– Aşkınıza ne oldu bu yollarda? Birbirinizi delirttiğiniz anlar olmadı mı?
CZ: Olmaz mı! Aynı arabanın içinde ne yapabilirsin ki… Diyelim ki ayrıldım, ‘yetti’ dedim, indim arabadan. Düşünsene dünyanın orta yerinde ne yapabilirsin, araba da onda! Aynı hayali paylaşmak bizi bir arada tutuyor. Bazen çok yoruluyoruz, tatile ihtiyacımız oluyor. Duruyor ve mola veriyoruz… En büyük tatilimiz yılın 3 ayı evimizde oturmak. Fotoğraf çekmeden, video kaydetmeden öylece oturmak. Çocuklar da okula gidiyor tabii. Benim için ne büyük bir dinlenme, düşünün!

 

Kategoriler

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir