Senede 1 gün

Bu 8 Mart başımıza dert oldu.
Memlekette her gün bir kadının öldürülmesi, her dört kadından birinin dövülmesi yetmiyormuş gibi şimdi de senede bir gün, her 8 Mart’ta kadınlar toplu olarak şiddet görüyor!
Son olarak geçtiğimiz pazar günü Kadıköy rıhtımında kadınlar günü yürüyüşü yapmak için toplanan kadınlara polis müdahale etti biliyorsunuz.
TOMA’lar, biber gazları, plastik mermiler, yetmedi bir de slogan atmış polis “Siz gidin erkekleriniz gelsin” diye.

Canlarım benim.
Niye bu kadar korkuyorsunuz ki kadınlardan? İlla erkek istiyorsunuz.
Polis aynı yürüyüşte çok sayıda kadını da gözaltına almış. Kameraların önünde bu şiddeti uygulayanlar, kim bilir gözaltında nasıl da zarif davranmışlardır kadınlara, varın siz düşünün.
Eee, hani kadınlar çiçekti? O söyleme ne oldu…
Ben diyorum ki, kaldıralım gitsin 8 Mart’ı. Hiç değilse toplu dayaktan kurtuluruz. Az şey mi bu!

Kadınlar ne ister? Ne istiyor?

Hep diyorlar ya, hatta filmini bile yaptı Hollywood, bu kadınlar ne ister, bir anlayamadık filan diye…
Asıl ben bu erkekler kadınlardan ne ister, ne alıp veremedikleri var onlarla bir türlü anlayamıyorum.
Neyse…
Bakın anlatayım kadınlar ne istiyor, anlaşılması için harika bir de kaynak önereceğim: Türkiye’de imza kampanyaları üzerinden toplumun karar vericilere çağrı yaptığı ‘change.org’ sitesi.
Bu sitede bugüne dek açılmış ve en çok imza toplanan kampanyaları açanlar kadınlar! Niye? Çünkü değişmesini istedikleri çok fazla durum var…
Sitenin 2015 yılındaki ilk altı sıralamasına bir bakalım:
– Gözde Salur’un açtığı #ÖzgecanYasasıÇıksın kampanyası, 1.226.773 imza.
– Şevval Dilara Köse’nin açtığı #CanselİçinSusma kampanyası, 221.682 imza.
– Gökçe Karaalioğlu’nun açtığı #müsaitim, cinsiyetçi dil değişsin kampanyası, 115.396 imza.
– Erktolia’nın açtığı resmi nikahsız evliliğe hayır de kampanyası #AYMKararınıReddediyoruz, 105.531 imza.
– Göktuğ Karacan’ın açtığı Değer Deniz’in katiline cezai indirim uygulanmasın kampanyası, 26.773 imza.
– Erktolia’nın açtığı ‘Böyle Çok Daha Güzelsin’ programı yayından kalksın #başkasıolmakendinol kampanyası, 25.388 imza.
“Yok vallaha, listeyi de okuduk ama biz hâlâ anlayamadık bu kadınlar ne istiyor ?” diyenler için bir de tane tane yazayım:
– Kadınlar saat kaçta, nerede, ne şekilde ve hangi kıyafetle olursa olsun tecavüze uğramamak istiyor!
– Kadınlar cinsel tacize uğradıklarında kol kırılıp yen içinde kalmasın, adalet hesap sorsun ve bu durumdan kadınlar utanç duymasın istiyor!
– Kadınlar cinslerini aşağılayan zevzek esprilerden, mizah yoksunu şakalardan, hep aynı sığlıktaki yuvarlak kalça, bal dudak programları yayınlanmasın istiyor!
– Kadınlar istemedikleri adamlarla zorla evlendirilip, korku içinde o adamlara bacaklarını açmak istemiyor!
– Kadınlar, katilleri korunsun, kollansın, cezai indirimler alsın, böylece başka manyaklar cesaret bulsun istemiyor!
– Ve de kadınlar çiçek böcek, şarkı filan değil sadece insan olmak istiyor.
Hâlâ anlamayanlar için: “Erkekler çiçektir, koparmayalım.”

Kadınlar çalışsın mı çalışmasın mı?

Türkiye’yi yönetenlerin, erkeklerin ve bazı kadınların bile cevabına hâlâ karar veremediği sorulardan biri de bu.
Biz buna yanıt ararken çok tatlı bir istatistik açıklandı geçen hafta. The Economist dergisinin yaptırdığı bir araştırmaya göre çalışan kadınlar için Türkiye 29 ülke arasında sondan ikinci!
Ne kadar sevindik değil mi? Bu gurur hepimizin.
Listenin ilk sırasında ise İzlanda var. Kadınlar İzlanda’da şirket yönetiminde yüzde 44, mecliste ise yüzde 41 oranında yer alıyormuş.
Tıpkı toplumdaki gibi, yani neredeyse yarı yarıya.
Bizim bu noktaya gelmemiz için daha çok 8 Mart’larda sokaklarda dayak yememiz gerekecek anlaşılan.

‘Hovarda’

Bir 8 Mart yazısını aşksız kapatabilir miyiz?
Hayır, imkansız.
Çünkü kadınlar en çok aşk ister.
Aşkla çalışmak, üretmek, yaşamak, sevmek ve sevilmek ister.
Özgürlüklerini aşkla yaşamak ister.
Emel Müftüoğlu ‘Yeniden’ albüm yaptı biliyorsunuz.
Ve benim en sevdiğim şarkısı da var albümde, ‘Hovarda’.
Tabii ki bir Sezen Aksu eseri fakat Emel de şahane söylüyor:
“A güzelim söyle neyleyelim / Sevmeyelim de taşa mı dönelim / Bu yüreği kimlere gösterelim /Kim bilir kimdir aşk ile yanan…”