Toplum korkuyla yaşayamaz, bu yönetenler için ayıplı bir durum

  • 15 Nisan, 2017
  • Yorum yapılmamış
  • Yazar: Özlem Gürses

Bu referandumun şüphesiz ki en hayırlı tarafı, mahalleler arasında siyasi perdelerin aralanması oldu. Sivil toplum ve kanaat önderleri sokaklara çıkıp, ev ev, sokak sokak dolaştı… ‘Hayırlı Konvoy’ işte bu çabalardan biriydi. FETÖ ve kumpas mağduru askerlerimiz, millete küsmeden yollara düştü… Emekli maaşlarıyla il il Türkiye’yi gezdiler, anayasa değişikliğinin neler getireceğini anlattılar. “Biz, vatandaşlarımızın tüm tercihlerine saygılı insanlarız. 2010 referandumunun bu ülkeye ve topluma nasıl büyük bir bedel ödettiğini dikkate alarak 16 Nisan referandumunun da aynı bedeli ödetme tehlikesi olduğunun farkına vararak yola çıkıyoruz” dediler. Onlardan biriyle, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’la konuştum. Anadolu’da gördüklerini sordum.

DEMOKRASİ KAYGISI VAR

– ‘Hayırlı Konvoy’ ile AKP’lilere ulaşma şansınız oldu mu?
Evet, hem de kolay ulaştık. Vatandaşın büyük bölümü diyaloga açık. Karşılıklı saygı içinde konuştuk. Bunda bir ölçüde bizim kullandığımız dil ve geçmişimizin de etkili olduğu söylenebilir. Sonuçta hepimizin bir FETÖ kumpası yaşadığı ortada. İnsanlar bunun farkında.

– İnsanlar neden ‘Evet’ diyor, neden ‘Hayır’ diyor?
Cumhurbaşkanı’na güvendikleri ve sevdikleri için ‘Evet’ diyor. Tek kişinin karar verici olmasının işleri kolaylaştıracağını ve devletin daha hızlı çalışacağını iddia edenleri gördük. Yine de anayasal değişikliklerin getirdiklerini sorguladığı taktirde ‘Evet’ demesinin mümkün olmadığını söyleyenler de vardı. “Peki, Cumhurbaşkanından sonra ne olacak?” diye sorduğumuzda kara kara düşünene ve bu konuda sıkıntı duyduğunu açıklayan çok kişiye rastladık. Aslında durum bu yanıyla vahim denilebilir. “Hayır” diyenlerin bir kısmı bilinçli. Demokrasiden uzaklaşılacağı kaygısı taşıyor. Bir kısmı hukuk devletinin kaybolacağı endişesi içinde. Geçmişteki ‘açılım’ uygulamasına geri dönüleceği ve bölücülere özerklik verileceği sezgisi içinde olanlar da var. Ancak ‘Evet’ cephesinde fazla inceleme yapmadan kararlar verilmiş.

TEHLİKE KAPIMIZDA…

– Yıllardır düşmanlık tohumları ekildi. Bu başarılı olmuş mu? Yoksa insanlar birbirini dinlemeye ve duymaya hâlâ açık mı?
Böyle bir sorun var maalesef, insanlar kutuplaştırılmış. Ancak bunun çok derinlere nüfuz edemediğini söyleyebilirim. Bu sorunun daha da büyümeden çözülmesi iç barış adına çok önemli. Çünkü ülkemiz dışarıdan ve toplumumuz içeriden tehlikelerle karşı karşıya. Mevcut sorunların büyüme eğilimi dikkate alındığında ülkeyi yönetenlerin bu hususu ciddiyetle ele alması gerekir. Umarım geçmişte oluşmasına katkı verdikleri bu sorunların çözümüne ortak olma ferasetini gösterirler.

– Bir de korku konusu var, toplumda herkes çok korkuyor. Neden sizce? Gerçek fikirlerini söyleyemez oldu insanlar…
Korku konusunun yaygınlığına tanık olduk, bu bir gerçek. Bu durum üzüntü verici. Bizleri medyadan tanıyanların, aramızdan bazılarını bir kenara çekerek kulağımıza ‘Hayır’ diyeceklerini ifade ettiği sahneler yaşandı. Fotoğraf çektirmekten kaçınanlar oldu. Bir toplum korkuyla yaşayamaz. Yaşamamalı. Yönetenler adına ayıplı bir durum bu…

Biz, bu millete borcumuzu ödeme gayreti içerisindeyiz

– Sandıktan ‘Hayır’ çıkarsa ne olur ‘Evet’ çıkarsa ne olur?
Sandıktan ‘Hayır’ çıkarsa önümüze tarihi bir fırsat çıkar ve demokrasiye doğru kocaman bir adım atmış oluruz. ‘Evet’ çıkarsa, zaten sorunlu olan hukukun üstünlüğü kavramı büyük darbe yer ve üstünlerin hukuku egemen olur. Bunun doğal sonucu olarak ülke keyfi yönetime doğru kayar. Milletin egemenliğini kullanma ortamı daha da daralır. Belirsiz bir geleceğe yelken açılmış olur. Yaşamın her alanında olumsuzluklar yaygınlaşır. Zaten sorunlu ve zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Zorluklar artar. Karşı koyma gücü de azalır.

04ahmet2-20cm

– Yıllardır mağdur oldunuz, zulüm gördünüz…
Mağdur olduğumuz ve zulüm gördüğümüz doğru olsa da, Mustafa Kemal’den aldığımız miras bizlere ülkemizi daha çok sevmemizi dikte ettiriyor. Bizler devletten alacaklı ama kendisini milletine daima borçlu hissedenlerdeniz. Fakir milletimizin parasıyla okuduk. Her daim ona karşı sorumluluk duyarız. Ve borcumuzu ödeme gayreti içinde oluruz. ‘Hayırlı Konvoy’ da bu bakış açısından doğmuştur. Nitekim biz bu kampanyayı kimseden destek almadan kendi mütevazı imkanlarımızla yürüttük. Bu ülke çok daha zor koşulların üstesinden gelmiştir. Karşı karşıya olduklarımızın da üstesinden gelecektir. Yeter ki, üstümüze düşeni yapmakta tereddüt etmeyelim. 16 Nisan’da oyumuzu kullanalım ve o oya sandık başında sahip çıkalım…

Bazı AKP’lilerin körü körüne

‘Evet’ demek istemediğini de gördük

– ‘Hayırlı Konvoy’ ile ülkenin pek çok noktasını dolaştınız. Ne gördünüz, izlenimleriniz neler?
Anadolu’da gördüklerimiz üzerine bir kitap yazılabilir. Ancak referandum konusuyla sınırlı kalırsak ‘Evet’ diyenlerin getirilen değişikleri incelemeden bu tercihte bulunduklarını söyleyebilirim. Buna karşın bazı AKP’lilerin körü körüne ‘Evet’ demek istemediklerini de gözlemledik, kafaları karışık. MHP tabanının büyük ölçüde ‘Hayır’ diyeceğini gördük. Her kesimden gençler diyaloga daha açık. Bir de vatandaş referandumdan ziyade ekonomiyle, geçim sıkıntısıyla ilgili… Bütün bunlara rağmen sayıları az da olsa fanatik tavır takınanlar da var.

04konvoy

UMUDU AYAKTA TUTAN…

– Hakarete ya da saldırıya uğradığınız oldu mu?
Hiçbir saldırıya uğramadık. Aksine çok büyük bir saygı gördük. Her şeye rağmen halkımız askerine büyük hürmet besliyor. Sadece bir elin parmaklarından az sayıda saygı sınırını aşan tutumlara da tanıklık ettik. Buna sebep olanlar da, çevrelerindeki insanlar tarafından hemen ayıplandılar. Halkın misafirperverliği her şeye rağmen asli bir vasıf olarak ortada duruyor. Belki de daha sağlıklı bir gelecek inşa edebilme umudunu ayakta tutan da bu saygın vasıftır…

– Tüm yaşadıklarınıza, ülkenin geldiği noktaya dair en büyük üzüntünüz ne? En büyük umudunuz ne?
En büyük üzüntümüz sorgulama yeteneğimizin çok düşük seviyelerde olması, insanların kutsal dini duygularının suiistimal edilmesi. Bunun izlerini gittiğimiz her yerde gördük. En büyük umut kaynağı ise, yukarıda belirttiğim gibi derin bir asalet içeren misafirperverlik özelliği. Bu özelliğin her türlü olumsuzluğa rağmen ayakta kalmış olmasıdır.

Kategoriler

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir