Kendi bedenlerinden nefret eden kadınlar ülkesi
Bilmiyorum, belki de gündemi değiştirmeye çalışıyorlar.
Çünkü insan gerçekten de, bu iktidarın, kurbanları tecavüzcüleri ile evlendirme çabasını başka hiçbir biçimde açıklayamıyor!
Hiçbir vicdana sığmayacak bir rezillik bu.
Yıllardır, yazıyoruz, yaşıyoruz, bu memleketin en büyük ve en derin sorunu kadın meselesidir.
Toplumsal barış da ekonomik kalkınma da siyasal İslamın palazlanması, hatta FETÖ terörizmi de aslında kadın konusuna bağlıdır, oradan beslenir.
Çocuk gelinler, kız çocuklarının eğitilmemesi, kadınların eve, hatta birer başörtüsünün altına “kapatılması”, sokaklardaki şiddet, TV’lerde her gün izlediğiniz sakillikler, hepsi ama hepsi aynı zincirin halkaları.
O zincir, bu son yasa tasarısıyla artık boğuyor bizi, nefes alamaz, bu ülkede yaşayamaz hale getiriyor.
* * *
Bir tarafta bu iğrenç, çağ dışı yasayı Meclis gündemine getiriyorlar, bir taraftan da “kadına çözümler” adı altında kadını kent yaşamından daha da uzak tutacak yollar arıyorlar.
Mesela geceleri, Belediye Otobüsleri evlerine güvenle varabilsinler diye kadınları istedikleri yerde indirecekmiş, 3 gündür bunu anlatıyorlar her yerde.
Şaka mısınız siz ya!
Yani diyorsunuz ki “ey kadınlar, sokaklar sizin için tehlikelerle dolu, iyisi mi siz evden çıkmayın.”
Bu son “tecavüzcünle evlen” yasasını da Başbakan şöyle savundu biliyorsunuz “Türkiye’de çok çocuk gelin varmış, birileri şikayetçi olunca bu evliliklerde sıkıntı çıkıyormuş,
kocalar hapse giriyormuş, bu bir toplumsal yara oluyormuş”!
Hadi ya!
Yemin ederim, aklımızı kaçıracağız bu ülkede.
Asıl toplumsal yara, reşit olmayan kız çocuklarının “gelenek” adı altında koca koca adamların altına verilmesi. Sen önce onu çöz!
* * *
Bu ülkede bir kadın önce kendi bedeninden nefret etmeyi öğrenir.
Kahkahasından, saçlarından, göğüslerinden, hatta ayaklarından nefret ederek büyür kız çocukları…
Çünkü bilirler ki “bedenleri” tüm kötülüklerin merkezidir, ne kadar güzel, tatlı, mutlularsa, o kadar artar tehlike.
Gün gelir, bir genç kız olarak kendi bedeninizden iğrenmeye başlarsınız.
Eş zamanlı olarak erkeklere nefretiniz
gelişir, öyle ya, bu bedene kastedecek olan onlardır!
Ve nihayet erkekler de kadınlardan nefret etmeye başlar, kadınlar olmazsa içlerindeki “şeytan”la mücadele daha kolay olacaktır çünkü…
* * *
Bütün küfürler hep kadınları aşağılar bu ülkede.
Cumhurbaşkanı’nın “kadın başdanışmanı” bile Avrupa ülkelerine öfkesini “diktatör anandır” yazarak ifade etti, düşünün!
İşte bu nefret zinciri bu ülkeyi yaşanmaz hale getirdi artık.
Sosyal medyada kolunuz gözükse, iki diziniz açıkta olsa aklınıza gelmeyecek iğrençlikte mesajlar yağıyor DM kutularından.
Bir kentin sokaklarında dilediğiniz gibi yürüyemezsiniz, gülemezsiniz.
Şiddetin nerden nasıl geleceğini tahmin bile edemezsiniz.
Ve yetmezmiş gibi tüm pislikler “basın yasağı” zırhının arkasında yaşanmaya devam ediyor. 19 Kasım ( yani dün ) dünyada Çocuğa Karşı İstismarı Önleme Günü olarak anılıyor.
Türkiye’nin bu güne katkısı ise, 2016 yılında mide bulandıran bu yasa tasarısı oldu.
Söyler misiniz, tecavüzcüleri ile evlenmiş çocuklar ülkesinden nasıl bir gelecek bekliyorsunuz?
Ama yapamayacaksınız, bu ülkenin kadınları size engel olacak, olacağız. Hem de ne pahasına olursa olsun!
BAK KIZIM
Cesaret, iyimserlikle birleştiğinde büyük bir güce dönüşür. Öfkeyle birleştiğinde ise, önce seni yıkar. Cesaretini gülümsemene göm, sana yakışan odur.
Yorumlar