Demokrasi de… Barış da… Meydanda!
Haberi okuyunca öylece kalakaldım. Ankara Katliamı’nın kana buladığı Gar Meydanı’nın adı Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde AKP’nin verdiği önerge ile değişmiş, Demokrasi Meydanı olmuş!
Dahası da var; CHP’li üyeler “Barış Meydanı” yapalım demiş, AKP reddedince “Demokrasi”de karar kılmışlar !
Neresinden tutsan elinde kalır, öyle bir haber, önce “demokrasi”ye bakalım;
Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan İnsani Gelişmişlik Sıralamasında 187 ülke arasında 69. sırada.
OECD’nin İyi Yaşam Endeksi’nde 36 ülke arasında sonuncu.
Özgürlük Endeksi’ne göre ülkemiz “yarı özgür ülke”.
Yolsuzluk ve Suç’un genel durumunu ölçen Kırılgan Devlet Endeksi’nde 178 ülke arasında 93. sırada,
Uluslarası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde 174 ülke arasında 64. sırada.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre ise 180 ülke arasında 154. sırada.
100 kişinin katledildiği Gar Meydanı için önerilen isimlerden “Demokrasi”de durumlar böyle… İyi yani, nefis hatta…
Peki ya “Barış” ?
Herkesin vergileri ile yayın yapan TRT’de her sabah ekrana çıkan bir spiker katliamla ilgili “kurunun yanında yaş da yandı” diye yorum yaptı.
Yetmedi, Milli Maç öncesinde sahada ölenler için gerçekleşen saygı duruşu tribünlerden gelen “Allahu Ekber” sesleri ve yuhalamalar nedeniyle yapılamadı, yarım kaldı.
Bundan önce de Gezi’de ölen 12 yaşındaki Berkin’in annesi miting meydanlarında “yuhalanmıştı”.
7 Haziran’dan bugüne 145 şehit verdik, 239 sivil öldü.
“Barış”ta da durumlar böyle… İyi yani, nefis hatta…
Gelelim “Meydan”a.
Meğer, 21 canlı bomba ile ilgili ellerinde tek tek isimler varmış. Hatta bazı düzenekleri ele geçirmişler.
Meğer, bu saldırının olabileceği ile ilgili istihbarat da mevcutmuş.
Meğer, Türkiye’nin çeşitli illerinde IŞİD yapılanmaları ile çok kaygı verici gelişmeler yaşanıyormuş, gazeteciler, halk herkes biliyormuş…
Yani her şey “meydan”daymış ! O kadar göz önünde, uluorta.
Yine de tebrik ediyorum, bu kadar “meydan”da olan bir ihtimali yönetemeyen yöneticilerimiz, hiç değilse meydanın adını değiştirerek “demokrasi
ve barış” adına şanlı bir sayfa açtılar!
Vallahi bravo !
TÜRKiYE’NiN VE AKP’NiN SORUNU
Bu iki grafik, iki ayrı araştırma şirketinden.
Prof. Özer Sencar yönetimindeki Metropoll Araştırma iki gün önce açıkladığı son araştırmasında sormuş:
“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın icraatını onaylıyor musunuz ?”
Toplumun yüzde 54.3’ü “Hayır, onaylamıyorum” demiş.
Aynı soruyu Amerikan kaynaklı, bağımsız bir başka araştırma şirketi de sormuş; PEW Research.
Sonuç benzer, yüzde 51 “Onaylamıyor.”
Demek ki; AKP’li seçmen de Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak öfkeli, otoriter, sürekli bölen, ayıran üslubundan rahatsız.
Haydi, herkesin dilinde olanı açıkça yazalım: “Türkiye’nin en büyük sorunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
Bana sorarsanız, AKP’nin de en büyük sorunu budur ve bu sorunu ancak AKP çözebilir.
ONLAR “SiZiN BiLDiĞiNiZ KADINLAR”DAN DEĞiL!
Bu hafta size iki kadından söz etmek istiyorum; biri Hintli Harnaam Kaur. 11 yaşından beri Polikistik Over sendromu hastası olduğu için tüm bedenindeki tüylerle yaşamak durumunda, bir de sakallarıyla…
Kaur, geçen hafta bir kampanya kapsamında “kendi küçüklüğüne” mektup yazdı :
“Sevgili küçüklüğüm, içindeki güzellikten gurur duy, gücünü fark et. Gün gelecek “normal toplumsal güzellik algısı”nı altüst edecek ve kendilerini sevmelerini için kadınlara ilham vereceksin.”
İkinci kadın ise bir model, 21 yaşındaki Kanadalı Chantelle Brown-Young. 4 yaşından beri bedende dev beyaz lekelerle seyreden bir cilt hastalığı var, vitiligo.
Chantelle, bu görünümü nedeniyle okulu bırakmış, ama sonra America’s Top Model Yarışması ile hayatı değişmiş.
Şimdi dünyanın en ünlü markaları için çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta İstanbul Fashion Week’te podyuma
çıkan Chantelle’in en bayıldığım cümlesi de şu “dünyanın en ünlü en çok iş yapan modelleri bile artık “kim oldukları” ile daha çok ilgili, insanlar artık bunu
arıyor, bir karakter, gerçek bir insan, bağ kurabileceğiniz biri…”
BAK KIZIM
Küçükken
göğüslerini,
kahkahanı saklamanı isteyecekler. Sonra sıra hayallerine, hedeflerine
gelecek… Kadınlığından,
varlığından utanma !
Sen izin vermezsen kimse sende hüküm süremez.
Yorumlar