Bu ülkede yalnız büyür çocuklar
Unuttunuz bile…
Doların ateşi, Adana’da bir kız yurdunun koridorlarında 11 evladımızı alan ateşten daha çok konuşuluyor.
11 küçük tabut yan yana dizilmiş, toprağa verildi dün, izledik.
Aynı trajedinin bir kez daha yaşanmayacağının garantisi var mı ?
Hatta dün, bir kız yurdunda yine yangın paniği vardı, kimse dönüp bakmadı.
Niye biliyor musunuz ?
Sadece balık hafızalı bir toplum olduğumuz için değil.
İnsan yüreğinin taşıyabileceği acı sınırını çoktan aştığımız için de değil.
Evlatları tutuşan 11 aileden biri bile şikayetçi olmadığı için.
O yurtta kızları alev alev yanan tek bir aile bile “kimdir bunun sorumlusu ?” diyemediği için…
Küçücük elleriyle yurtta bulaşık yıkayıp, ders çalışıp, yapayalnız uyuyup, bir kör karanlıkta kül olup gittiler o kızlar…
Ve kimsenin bir şikayeti yok.
* * *
Bu ülkede yalnız büyür çocuklar.
Yapayalnız da ölüp giderler…
Şimdi hepimiz elimizi vicdanımıza koyalım, bu ülkede kaç aile gerçekten severek, isteyerek, akılla ve aşkla kurulmuştur ?
Kaç kadın ve kaç erkek gerçekten farkında olarak, sorumluluğunu alarak ve o bilinçle anne baba olmuştur ?
Kaç çocuk gerçekten istenerek, büyük emekle ve sevgiyle yetiştirilerek büyütülmüştür ?
Bir TV ekranı ya da bilgisayarın karşısında, hiçbir sorularına yanıt verilmeden, hiçbir endişeleri giderilmeden, hiçbir hayalleri desteklenmeden, doğru dürüst çocuk bile olamadan büyür çocuklar…
En zorlu virajları kendi kendilerine yalan yanlış bilgilerle dönerler; ergenlik, cinsellik tümü sokakta öğrenilir.
Duygularını bilmeden, karanlığın her türüyle kontrolsüzce karşı karşıya kalırlar.
Annelerin çoğu çocuklarının sorularını yanıtlamakta yetersiz, babalar ise hep çok yorgun ya da çok sinirli….
* * *
Geçtiğimiz hafta Batman’da bir günlük bir bebek sokağa bırakıldı.
Bu kış günü, kedilere bile sokak evi yapalım denilen bir çağda, bir bebek bildiğin atıldı !
Kim hatırlıyor o bebeği bugün ?
Bir araştırın bakalım, son 5 yılda bu ülkede kaç çocuk devletin yetiştirme yurtlarına gönderildi, hem de bizzat aileleri tarafından, “bakamıyoruz” denilerek.
Kaç çocuk 5 TL’ye, hem de en yoksul mahallelerde en rezil uyuşturucuların kurbanı oldu ?
Bu ülkede madde kullanımı hangi boyutlara ulaştı, kaç yaşa kadar düştü, farkında mısınız ?
Çocuk işçilerin halini görmüyor musunuz ? Her akşam sizin de arabanızın camını bir dilenci çocuk silmiyor mu, köprü girişinde simit satanlar sizin oğlunuzla yaşıt değil mi ?
* * *
Aladağ’daki o yurt hangi cemaatin, o çocuklar oraya neden gönderildi, bilmiyorum.
Ama çocukların çaresizce, yapayalnız yandığı bir “Yurt” hiç birimizin yurdu olamaz, olmamalı, onu biliyorum.
O cemaatin Allah’ı ne emreder, onu da bilmiyorum.
Ama benim Allah’ım doğan her bebeğin yüceltilmesini, onurlandırmasını, koşulsuz sevilmesini, istenmesini ve güvenle büyümesini emrediyor, onu biliyorum.
Fatih Terim’i duydunuz mu ?
İki gündür bir iş toplantısı için Londra’dayım.
Bütün gazeteler ve TV’ler sabahtan akşama Newcastle United takımının eski oyuncusu David Eatock’un “spor yaşamımda tacize uğradım” açıklamasını yazıyor, konuşuyor…Türkiye’de de iki gün önce Fatih Terim “futbolda, özellikle altyapıda cinsel istismar bir hayli fazla, TFF’de görevdeyken bu sorunun çok derin olduğunu gördüm.” dedi.
Ve bilin bakalım ne oldu ?
Evet ! Doğru bildiniz.
Hiçbir şey.
Hiçbir şey olmadı.
Ortalık ayağa kalkmadı. Kimse “doğru, benim başıma da gelmişti..” demedi. Bir kişi bile araştırma, soruşturma başlatmadı.
İşte benim uykularımı kaçıran da bu.
Herşeyi bilip, hiçbir şey yapmamamız.
Bak Kızım;
Bedenin senindir, onu koru, ona özen göster. Ve sevmediğim hiç kimseyle paylaşma.
Yorumlar