Savaşa girdik farkında mısınız?
Biliyorum, yeni bir haftaya başlarken hiç duymak istemediğiniz bir cümle bu.
Ama gerçek.
Son 48 saattir yaşananlar nasıl canımı sıkıyor anlatamam…
Türkiye İncirlik Üssü’nü, askeri Suudi jet uçaklarına açtı. İlk hava bombardımanı yapıldı bile. Türk uçakları Halep’in kuzeyini vurdu.
Bu arada Suudi Hava Gücü Konya Jet Üssü’nde eğitim uçuşlarına devam ediyor.
Hepimiz endişeyle bekliyoruz. Bu dış politika ülkeyi nereye götürecek diye?
Dilerim Türkiye boğazına kadar battığı Ortadoğu keşmekeşinden sıyrılmanın bir yolunu bulur.
Aksi durumda en çok da biz kadınlar ve anneler her sabah biraz daha karamsar sabahlara uyanacağız.
Oysa memleket o kadar güzel ki…
Mesela Edirne.
Hafta sonu Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın bir eğitim biriminin açılışı için Edirne’deydim.
Daha önce iş için koşar adım defalarca gördüğüm bu harika kenti bu kez keyifle gezmek istedim.
Cuma günü atladım arabaya, açtım müziğimi, çıktım yola. İki saat içinde Osmanlı’nın atla gezdiği bu şirin kente girmiştim bile.
130 bin nüfusuyla Edirne tam bir sınır kenti ve Avrupa’ya açılan dört kapısı var.
O nedenle arabada otomatikman çalmaya başlayan Yunan ve Bulgar radyoları, sokaklarda ellerinde çeşitli malları satmaya çalışan Balkan insanları hiç de şaşırtıcı değil.
69 yıl süreyle dünyanın en görkemli imparatorluklarından birine, Osmanlı’ya başkentlik yapmış. Avrupa coğrafyasında Floransa’dan sonra en çok tarihi eser barındıran kent Edirne’ymiş.
Mimar Sinan’ın “Ustalık eserim” dediği Selimiye Camii dışında da köprüler, külliyeler, tarihi ve ahşap konaklar görülmeye değer. Onlardan biri de avukat bir ailenin butik otel olarak işletmesini yeni devraldığı, Fatih Sultan Mehmet’in doğduğu harika bir konak; adı da ‘Taşodalar’.
Geçen yıl bir de sinagog açılmış kentte turizmi canlandırmak amacıyla. Bir dönem Edirne’de sayıları binlercesini bulan Yahudi cemaatinden bugün sadece tek bir kişi kalmış oysa! Yanlış okumadınız, yalnızca bir kişi.
Meriç ve Tuna’nın içinden geçtiği Edirne’deyken eğer yanınızda pasaportunuz varsa, yarım saat içinde Yunan ya da Bulgar tarafına geçebilir, sabah kahvaltınızı Karaağaç’ta yapıp, akşam yemeğinizi Oristieda’da yiyerek geri dönebilirsiniz.
Bütün bu tarihi miras ve olağanüstü lezzetli bir mutfağa rağmen Edirne bomboş!
Bunu anlamak mümkün değil.
Son 10 yıldır Meriç ve Tuna kıyısındaki tesislerde alkol satışı yasak. Neden diye sordum, çoğu devlet mülküymüş. AKP’den sonra alkol kaldırılmış.
Edirne gibi dünyaya açılan, 30 bin genç öğrencisiyle Trakya Üniversite’sine ev sahipliği yapan bu modern kentteki turizmin durumuna şaştım kaldım.
Anadolu’nun ortasında, zor bir iklimde Eskişehir mucizesi yaratılabiliyorsa, Edirne’nin de yerli ve yabancı turistle dolup taşması gerekir.
Ama tabii önce memleketi yönetenlerin yedi düvelle ve modernizmle kavgasının bitmesi gerek!
Pembe Taksi
Saçmalığın daniskası…
Gördünüz mutlaka haberi, Sivas’ta bir kadın sürücünün kullandığı ve her şeyi pembe (vites kolu bile!) olan taksi hizmete başladı.
Kabus!
Neymiş efendim, “Kadın müşteriler erkek sürücülerden rahatsız olmasınmış.” Rahatsız etmeyin o zaman kardeşim. Efendi olun!
Bu uygulamaya karşı hislerimi en güzel anlatan yorum Twitter’da hiç tanımadığım birinden, ‘Elephant Woman’dan geldi. Bakın ne diyor:
“Çişinizi tutmayı nasıl öğrendiyseniz, kadınlara tecavüz etmemeyi de öğreneceksiniz. Ben hayatımdan taviz vermeyeceğim, siz de alışacaksınız.”
14 Şubat Sevgililer Günü’nde En Hayati Mesaj
Tabii ki Mor Çatı’dan geldi bu mesaj!
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ‘şiddeti aşkla karıştıranlar’ için bir kampanya hazırladı.
Malum, medyada da bir ‘aşk cinayeti’ lafıdır gidiyor. Cinayetin aşkla ne ilgisi var arkadaşlar!
Mor Çatı hazırladığı bu kampanyada ‘Flört şiddeti nedir?’ sorusunun cevabını tüm ayrıntılarıyla anlatıyor:
“Sevgilinin bedenine zarar vermesi, seni korkutacak şekilde davranması, başkalarıyla kurduğun ilişkileri kontrol etmesi, ne yapacağını ve nasıl davranacağını söylemesi flört şiddetidir. Sevgilin bunları yaparak üzerinde egemenlik kurmayı, seni kontrol etmeyi ve gücünü göstermeyi hedefler. Flört şiddetini tanıman, kendini koruyabilmen için büyük önem taşıyor.”
Mor Çatı’nın hazırladığı kampanya metni çok önemli ve değerli. Yaşamınıza aldığınız adamı iyi tanımanız için hayati bir yol gösterici.
Metinde ‘gözlemle’ diye bir bölüm var. Lütfen bu bölümü konuyla ilgili olarak oluşturulan linkten bulup okuyun, anneler de mutlaka kızlarına okutsun. Hayatta kalmak için ilişkide en baştan dikkatli olmak gerektiğini sakın unutmayın: Bunun adı aşk değil çünkü!
https://www.morcati.org.tr/tr/8-mor-cati-kadin-siginagi-vakfi/8-flort-siddeti
En Sevdiğim Aşk
Bu aralar en sevdiğim aşık çifti de yazayım yeri gelmişken.
Instagram’da izlemekten büyük keyif aldığım: Haluk Bilginer –ZerrinTekindor aşkı çok güzel.
Sizce de çok yakışmıyorlar mı?
Yorumlar