Düşünmek istemeyenlerin ülkesi….

  • 22 Ocak, 2017
  • Yorum yapılmamış
  • Yazar: Özlem Gürses

Anayasa değişiklik paketi Meclis’ten geçti.
Şimdi sırada Nisan’daki referandum var.
Dün Cumhurbaşkanı’nın “Ne yaptınız ki diyenlere parlamento güzel bir cevap verdi, şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek, Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır” sözleriyle “Evet” kampanyası da başlamış oldu…

*  *  *

Uzun zamandır “Evet” diyenlerin ve diyeceklerin, aslında neye, nasıl bir Türkiye’ye evet dediklerinin farkında olmadıklarını yazıyoruz, tartışıyoruz.
Zira bugüne kadar yapılan kamuoyu araştırmaları gösterdi ki; hem vekiller hem de halk değişikliğin tam olarak neyi değiştirdiğini ya hiç okumamış, ya hiç anlamamış…
Biz gazeteciler ve aydın kesim, medyadaki sansür ve yetersiz bilgi nedeniyle, toplum bütün olup bitenlerden habersiz diye düşünüyoruz.
Bence büyük yanılıyoruz !

*  *  *

Toplum, düşünmek istemiyor.
Büyük bir çoğunluk, zaten tam olarak bu yeni sistemin getireceği yeni durumu arzuluyor : “sevdikleri, kendilerine benzettikleri bir kişi onlar adına düşünsün, karar versin, uygulasın…” istiyorlar.
Parlamenter ne demek, laiklik ne demek, güçler ayrılığı ne demek… Bu kavramları hiç bilmeyen ve hiç bilmek istemeyen milyonlarca vatandaşımız var.
Bizim “koca ülkenin aklı tek bir kişinin aklına emanet edilir mi ?” diye seslendirdiğimiz sakıncaya, onlar aslında bayılıyorlar !
Ne güzel işte…
Tek bir adam her şeye karar verecek.
Bu arkadaşlar da ona “biat ederek” belediyede işçi, bir yakının şirketinde çaycı, parti binasında hizmetli filan olarak yaşamlarını sürdürecekler…

*  *  *

Bizim mahalle de pek farklı sayılmaz.
Hepimiz ekran ya da klavye başında oturmuş “bir kurtarıcı, o da olmazsa bir mucize” bekliyoruz.
Ama ne o “kurtarıcı” çıkacak ortaya, ne de bir mucize olacak.
Düşünmek istemeyenlerin ülkesi “yaşayarak öğrenecek”.

El Bab’da ne oluyor ?

5 şehit.
Dün yine arka arkaya kalktı cenazeler…
Herkesin ağzı dili kilit.
Kimse soramıyor “El Bab’da ne oluyor ?” diye.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ortalarda yok, Ankara’da herkes kendisinin “hem de davul zurnayla” görevden alınacağını konuşuyor.
Bilemem.
Ama El Bab’da ne olduğunu bilmek istiyorum.
Geçenlerde bu meseleyi konuştuğum bir emekli asker şöyle dedi : “Özlem hanım, bir sorun bakalım, El Bab’da yaralanan bir askerimizi nasıl tahliye ediyoruz… Biliyorsunuz uçuş yasak. Sadece bu sorunun yanıtı bile çok şey anlatabilir…”
Geç bile kaldığımız o soruyu soralım o zaman :
“El Bab’da yaralanan bir askerimizi nasıl tahliye ediyoruz ? İlk müdahale nasıl yapılıyor ? Bugüne kadar yaralanan askerlerimizden yolda kaybettiğimiz oldu mu ?”

Sena Şener’i duydunuz mu ?

Ortalık “meşhur şarkıcı” dolu ama ne yalan söyleyeyim bu yeni nesil dünya standartlarında bir ses, bir yorumcu çıkaramadı diye üzülüyordum…
Spotify listelerinde Türkiye Viral İlk 50’yi her dinlediğimde sığlığın, vasatlığın bu kadar alkışlanmasına şaşırıp kalıyordum….
Önceki gece Tuna’nın Arkadaşları sahnesinde Sena Şener’i dinleyene kadar.
Meğer 18 yaşındaki Sena iki yıldır büyük bir hayran kitlesine sahipmiş, ayıp bana ait yani.
Spotify’da Sena’yı bulun, Bak Bana’yı dinleyin. Sonra Youtube’ı açın, İngilizce yorumlarını dinleyin…
Valla bana dua edeceksiniz !
Mutlu Pazarlar.

Bak Kızım;

“Söz konusu kendimiz olunca, gerçekler bizi pek ilgilendirmez…” Mark Twain.

Kategoriler

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir