12 cesur yürek

  • 8 Eylül, 2016
  • Yorum yapılmamış
  • Yazar: Özlem Gürses

Tekerlekli Sandalye A Milli Basketbol Takımımız, 2 Eylül günü Rio yolcusu. Bugüne dek Avrupa ve Dünya Şampiyonalarından gümüş ve bronz madalyalar alan takım, bu kez “sarı madalya”nın peşinde ! Başarırlarsa tarih yazmış olacaklar. Takımın enerjisi de, morali de müthiş. Haydi gençler ! Bu korkunç günlerde iyi haberlere öylesine çok ihtiyacımız var ki…. Garanti’nin 12 Cesur Yürek’ine tüm kalbimle şans diliyorum. Biliyorum, yapacaklar.

ozylTacettin Çıpa 9 senedir bu şahane takımın antrenörü. Efes Pilsen kökenli bir basketbolcu, koçluğa Beşiktaş’ın Tekerlekli Sandalye takımı ile başlamış. Koç Çıpa, “Türkiye’de tekerlekli sandalye sporuna çok geç başladık, buna rağmen şu anda dünya çapında iyi olan ülkelerin arasındayız” diyor.   Hiç bilmiyordum, bu kategori aslında bir spor değil, bir rehabilitasyon olarak başlamış. Koç anlatıyor : “2. Dünya Savaşı’ndan sonra Gazilere moral olsun diye kurulmuş. Amerika ve İngiltere bu sporun öncüleri… Biz de 20 sene içinde onları yakaladık. Bizim takımların içinde de Gazi oyuncular var, bu yılki Milli Takım kadrosunda olmasa da… TSK ve GATA hem oyuncu bulma yetiştirme, hem de destek ve koordinasyon anlamında büyük katkı sağlar…

Anadolu Ligleri takımları ve İzmir Büyükşehir de öncülük yaptılar.  Şu anda liglerimizde 67 tekerlekli sandalye takımı var. Kadınlar ligi yok, aynı ligde erkeklerle beraber oynuyorlar. Bizde oyuncuların engel durumuna göre puanlama sistemi var. Uluslararası bir ölçek bu, buna göre sahada bir “engellilik ortalaması”nı tutturmanız gerekiyor. Tekerlekli sandalye kişilerin özel olarak kendi ölçülerine uygun olarak üretiliyor, herkesinki ayrı. Pahalı bir ekipman bu. Her sandalye 25 bin TL civarında.”

FOTO:SÖZCÜ
FOTO:SÖZCÜ  -Tacettin Çıpa takımı 9 yıldır çalıştırıyor.

Tacettin Çıpa, bu kuşağın artık mutlaka bir şampiyonluk alacağına inanıyor. Günde çift antrenman yapıyoruz,  takım birbirini çok iyi tanıyor diyor : “Klüpler bazında çok büyük başarılar var, alınan Avrupa Şampiyonlukları var. Milli Takımlar seviyesinde de son 3 senedir iki Avrupa 2.ciliği, bir Dünya 3.lüğü var. Bu kuşak çok iyi kuşak, hep zirveye oynuyor. Hala bir şampiyonluk yakalayamadık ama başaracağımızı düşünüyorum. Rio’da bu ihtimalin peşine düşeceğiz. Maç maç hedeflerimizi gerçekleştirmek için oynayacağız. Önce birinci turu ilk dörde girerek geçmek, sonra çaprazda iyi bir eşleşmeye kalmak amacımız. Oyuncularımız çok özel insanlardır. Hepsi bir başarı hikayesidir. Yıllardır tutarlı biçimde zirveye çıktılar, bu takım uzun zamandır birlikte oynuyor, dilerim olimpiyatta taçlandıracaklar.”

FOTO:SÖZCÜ
FOTO:SÖZCÜ – Takım kaptanı Özgür Gürbulak ‘Alacağız bu kez altını, göreceksiniz…’ diyor.

Özgür Gürbulak / Takım Kaptanı

Takım Kaptanı Özgür Gürbulak, İzmir Karşıyaka’da başlamış bu spora. Kemeraltı’nda engelli bir büyüğünün önerisiyle seçmelere gitmiş. “Birkaç kere attım, hep sayı oldu. Dediler ki “sen çok yeteneklisin”. Böyle başladım. 2005 yılında GS’dan teklif aldım, 7 sezon da orada oynadım. Bu spor sayesinde arkadaş çevresi dünya çapında genişledi, kendi branşımda tanındım. Yabancı dil öğrendim biraz… Engelli sporu / sağlam sporu diye ayrımlara karşıyım aslında. Hepimiz profesyoneliz,  sonuçta benim işim bu, ailemi de böyle geçindiriyorum.”

Özgür, engelli gençlerin hayata katılmasında asıl sorunun aileler olduğunu düşünüyor. “Ama bizimle birlikte ailelerin de bakış açısı değişti. İnsanlar sadece tekerlekli sandalyede basket var sanıyorlar, 17 branş var oysa. Atletizm var. Bizim gayretimiz, başarımız insanları etkiliyor, biz de elimizden geldiği kadar ailelerin bakış açısını değiştirmeye çalışıyoruz. 35 yaşındayım, kendime baktığım sürece 40’a kadar oynarım daha. Hem Genç hem A Milli oldum, 16 yıldır neredeyse hiç tatil yapmadım. Lig biter, kamp başlar… Alacağız bu kez altını, göreceksiniz !”

FOTO:SÖZCÜ
FOTO:SÖZCÜ İsmail Ar “yeterki aileler engel olmasın” diyor…

İsmail Ar / Oyuncu

İsmail’in hikayesi çok başka. Bütün hayatı 17 Ağustos 99 depreminde değişmiş : “14 yaşındayken Yalova’da enkaz altında kaldım. Şanslıydım, ailemden kimseye bir şey olmadı, sadece ben hayatımı tekerlekli sandalyede sürdürmek zorunda kaldım. Sporun çok içinde bir çocuktum engelli olmadan önce. Engelli olduktan sonra okul hayatıma devam ettim, liseyi bitirdim ama hep bir spor aşkı vardı. Babam Yalova Tekerlekli Sandalye takımı kurulacağını öğrenmiş, bana söyledi, ben de seve seve kabul ettim. 2005 yılında böylece Yalova’da başladım. Herkes yeniydi takımda, yine benim gibi depremde engelli olmuş bir arkadaşım daha vardı. Ben şansa başladım bu işe, ama dünyada sistemli çalışılıyor. Her federasyon engellilere ulaşıyor, engelli sporlarını tanıtıp, gençleri yönlendiriyor. Bizde daha o aşamada değil.”

İsmail, Yalova’da iki sezon oynadıktan sonra GS’a transfer olmuş. Sarı kırmızılı formayla 10. senesi.   “GS’a geçince İstanbul’a taşınmam gerekti, biraz ürktüm doğrusu, 21 yaşındaydım. Ama engelli olarak ilk defa ailemden ayrılacak, tek başıma bir evde yaşayacaktım. Apartman fobim vardı zaten, ailem destek oldu, mutlaka git dediler. Annem babam her şeye her aşamada destek oldular zaten, babam hiçbir maçımı kaçırmadı. Benim için yaptıklarını hiç kabul etmezler, hep “sen yaptın” derler ama ailem çok emek vermiştir bana. Onlar olmasaydı ben bugünlere gelemezdim.” 2011 yılında evlenmiş İsmail, 2 yaşında bir kızı var. Mutlu. “Hayat devam ediyor” diyor…   “GS’da çok şampiyonluk yaşadım, A Milli Takımla 2011 yılında final oynadık. Dünya Kupasında 3. Aldık. Bu sene Rio’dan da ümitliyiz. Engelli çocuk aileleri sakın “benim çocuğum yapamaz” diye düşünmesin. Çocukları illa basket oynamak zorunda değil, yüzme yapsın, masa tenisi oynasın, sanat yapsın. Engelli aileleri hep çocuklarına set vuruyor, çocukları için hep “yapamaz” diyorlar, yapabilirler. Yeter ki aileler engel olmasın !”

FOTO:SÖZCÜ
FOTO:SÖZCÜ Kemal Kaan Şafak (solda) ve  Uğur Toprak (sağda) antreman arası Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı.

Kemal Kaan Şafak / Oyuncu

“Adanalıyım, 23 yaşındayım. 7 yıldır bu sporu yapıyorum. İlk defa Milli Takıma geldim, hayatımın da ilk olimpiyatı olacak !

Çok heyecanlıyım. Adana’da lisede hocam sayesinde başladım. Bu sene BJK’a transfer oldum, ilk kez 1. Ligde oynayacağım.

Şimdi evimi İstanbul’a taşıyorum, ama zaten 3 yıldır kendi evim vardı, çok zorluk olmayacak.

Beş yaşında bir trafik kazası geçirmiştim, sağ ayağım kısa, engelim bundan ibaret.

Bu sandalyeleri kullanmak çok zor ama öğreniyor insan. Rio’dan sarı madalyayla döneceğiz inşallah !”

Uğur Toprak / Oyuncu

“24 yaşındayım, 6 yıldır bu sporu yapıyorum. Balıkesir’de Büyükşehir Belediyesi’nin takımında başladım. Hayatım değişti. Bu yıl ben de BJK’a transfer oldum. Çok heyecanlıyım. Sarı madalyayı da alırsak tamamdır !”

Kategoriler

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir